Küresel piyasalar, haftaya Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Avrupa Birliği (AB) arasında bir ticaret savaşı endişesini hafifleten gümrük anlaşmasının getirdiği temkinli bir iyimserlikle başladı. Bu gelişme, riskli varlıklara olan talebi artırarak güvenli liman olarak görülen altının cazibesini anlık olarak azalttı ve ons fiyatında bir denge arayışını tetikledi. Ancak bu sakinlik, aldatıcı olabilir.Spot altın, Asya seansında %0,1'lik mütevazı bir artışla ons başına 2.339,30 dolar seviyesine yükselirken, bu hareket yatırımcıların kafasındaki ikilemi net bir şekilde ortaya koyuyor: Jeopolitik gerilimin azalması mı, yoksa yaklaşan merkez bankası kararlarının yaratacağı belirsizlik mi ağır basacak?Ticaret Cephesinde Geçici AteşkesABD-AB anlaşması, AB'den ithal edilecek otomobiller dahil birçok ürüne %15'lik bir gümrük vergisi getirilmesini öngörüyor. Bu durum, transatlantik bir ticaret savaşının en kötü senaryosunu şimdilik rafa kaldırmış olsa da, anlaşmanın metal piyasaları üzerindeki net etkileri ve uygulama detayları belirsizliğini koruyor. Piyasalar için daha büyük endişe kaynağı ise 1 Ağustos'taki son tarih yaklaşırken, ABD'nin özellikle Çin ile olan müzakerelerde henüz somut bir ilerleme kaydedememiş olmasıdır.Piyasaların önündeki temel soru şu: Önümüzdeki haftalara jeopolitik risklerin azalması mı, yoksa sıkılaşan para politikası sinyalleri mi yön verecek? Bu sorunun cevabı, altının kısa ve orta vadeli seyrini belirleyecek en önemli faktör olacak.Bu karmaşık denklemde, Dolar Spot Endeksi'nin %0,2'lik bir artış göstermesi de dikkat çekici. Güçlenen bir dolar, genellikle dolarla fiyatlanan altın gibi emtiaları diğer para birimlerini kullanan yatırımcılar için daha pahalı hale getirir ve bu da altın fiyatları üzerinde ek bir baskı unsuru oluşturur. Bu durum, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar için de kur baskısı anlamına gelebilir.Piyasaların Gözü Kulağı Fed'deTicaret diplomasisindeki gelişmeler önemli olsa da, yatırımcıların asıl odak noktası bu hafta yapılacak olan ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı. Fed'in faiz oranlarını sabit tutması genel beklenti olsa da, karar metni ve Başkan'ın yapacağı açıklamalardaki satır araları, yılın geri kalanındaki para politikası patikasına ışık tutacak.Yatırımcılar için mevcut durumdan çıkarılabilecek temel sonuçlar şunlardır:Kısa Vadeli Baskı: Ticaret anlaşmasının getirdiği 'risk-on' (risk iştahı yüksek) modu, altının yukarı yönlü potansiyelini sınırlıyor.Orta Vadeli Destek: Fed'in beklenenden daha güvercin bir duruş sergilemesi veya Çin ile gerilimin tırmanması, altına olan güvenli liman talebini yeniden canlandırabilir.Diğer Kıymetli Metaller: Gümüş, platin ve paladyum fiyatlarındaki yükselişler, endüstriyel talebin de piyasada bir faktör olduğunu gösteriyor ve genel bir emtia hareketliliğine işaret ediyor.Sonuç olarak, altın piyasası bir yol ayrımında. ABD-AB anlaşmasıyla gelen rahatlama, Fed'in gölgesinde kalmış durumda. Altının bir sonraki büyük hamlesi, Washington'dan gelecek para politikası sinyallerine sıkı sıkıya bağlı olacak.

Altın
Ticaret Anlaşması Altını Dizginledi: Asıl Sınav Fed Kararında
ABD ve AB arasındaki gümrük tarifesi anlaşması altın fiyatlarında geçici bir denge sağlasa da, piyasaların asıl odağı Fed'in faiz kararı ve para politikasına dair vereceği sinyallerde. Küresel risk iştahındaki artış altını baskılarken, doların gücü ve devam eden belirsizlikler sarı metal için kritik bir döneme işaret ediyor.
Esra Çelik
•
Bu makaleyi paylaş
Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!