Küresel finans piyasalarında, ABD Merkez Bankası (Fed) başkanlığına olası adaylardan biri olan Kevin Hassett'in ismi, yatırımcı çevrelerinde derin bir endişe dalgasına yol açtı. Financial Times'ın aktardığı ve piyasa kulislerinde geniş yankı bulan bilgilere göre, özellikle tahvil yatırımcıları, Hassett'in Fed'in başına geçmesi durumunda para politikasının bağımsızlığını yitirebileceği yönündeki kaygılarını ABD Hazine Bakanlığı'na iletti.Bu endişelerin temelinde, Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü olarak görev yapan Hassett'in, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın agresif faiz indirimi beklentilerini karşılamak adına Fed'in geleneksel özerkliğini göz ardı edebileceği ihtimali yatıyor. Piyasalar, merkez bankalarının siyasi müdahalelerden uzak, veri odaklı kararlar almasını, enflasyonla mücadele ve finansal istikrarın temel direği olarak görüyor.Fed Bağımsızlığı Neden Kritik?Bir merkez bankasının bağımsızlığı, sadece teorik bir ilke değil, aynı zamanda sağlıklı bir ekonominin ve istikrarlı finansal piyasaların olmazsa olmazıdır. Siyasi baskılarla alınan faiz kararları, kısa vadeli popülist kazanımlar sağlayabilse de, orta ve uzun vadede yüksek enflasyon, kur oynaklığı ve yatırım ortamında belirsizlik gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Özellikle Fed gibi küresel ekonominin lokomotifi konumundaki bir kurumun bağımsızlığının sorgulanması, küresel sermaye akışlarını ve doların rezerv para statüsünü dahi etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir."Merkez bankası bağımsızlığı, piyasaların güvenini tesis eden temel bir unsurdur. Bu güven sarsıldığında, yatırımcılar risk primlerini artırır, bu da borçlanma maliyetlerini yükselterek ekonomik büyümeyi olumsuz etkiler."Söz konusu görüşmelerin, Hazine Bakanı Scott Bessent'in adaylarla son tur mülakatlarını yapmasından hemen önce, Kasım ayında gerçekleştiği belirtiliyor. Bu durum, yatırımcıların endişelerinin ne denli acil ve önemli algılandığını gösteriyor. Hazine Borçlanma Danışma Komitesi (TBAC) üyelerinin de bu görüşmelere katıldığı bilgisi, piyasanın derinliklerinden gelen bu sinyallerin ciddiyetini pekiştiriyor.Türkiye ve Gelişmekte Olan Ülkeler İçin AnlamıFed'in para politikası duruşundaki olası bir değişim veya bağımsızlığının zedelenmesi, sadece ABD piyasalarını değil, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasaları da doğrudan etkileyecektir. Eğer Fed, siyasi güdülerle faiz indirimlerine giderse, bu durum kısa vadede gelişmekte olan piyasalara sermaye akışını artırabilir gibi görünse de, uzun vadede küresel enflasyonist baskıları tetikleyebilir ve doların değerinde oynaklıklara neden olabilir. Bu da, Türkiye'nin dış ticaret dengesinden borçlanma maliyetlerine kadar geniş bir yelpazede yeni riskler ve fırsatlar yaratabilir. Piyasaların Fed'den beklediği, öngörülebilir ve kural bazlı bir para politikasıdır; siyasi dalgalanmalara açık bir Fed, küresel finansal istikrar için ciddi bir tehdit oluşturacaktır.Yatırımcıların Hazine'ye ilettiği bu endişeler, Fed başkanlığı atama sürecinde para politikası bağımsızlığı ilkesinin ne kadar hassas bir konu olduğunu ve piyasaların bu konudaki kırmızı çizgilerini açıkça ortaya koymaktadır. Atanacak ismin, piyasaların güvenini kazanması ve Fed'in özerk yapısını koruyacağından emin olması, küresel ekonomi için hayati önem taşımaktadır.

Ekonomi
Fed Başkanlığı İçin Hassett Endişesi: Piyasalar Bağımsızlığa Vurgu Yapıyor
Küresel tahvil piyasalarında, Kevin Hassett'in potansiyel Fed başkanlığı adaylığı, para politikası bağımsızlığına yönelik ciddi kaygıları beraberinde getirdi. Yatırımcılar, Hassett'in siyasi baskıyla faiz indirimlerine gidebileceği endişesiyle Hazine'ye başvurdu. Bu durum, Fed'in özerkliğinin piyasa istikrarı için ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Selin Öztürk
•
Bu makaleyi paylaş
Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!




