Küresel piyasalar 2025 yılına, Trump’ın tarifelerde geri adım atacağı, faiz indirimlerinin süreceği, vergi indirimleriyle ABD büyümesinin güçleneceği ve Avrupa ekonomisindeki zayıflıkla birlikte Dolar’ın değer kazanmaya devam edeceği, euro/dolar çaprazının 1,0 seviyesinin altına gerileyeceği ve jeopolitik risklerin yumuşayacağı beklentileriyle girdi.Ancak yılın ilk yarısında bu beklentilerin aksine, Trump’tan gelen farklı açıklamalar tarife belirsizliğini artırarak resesyon endişelerini alevlendirdi. ABD’nin artan borçluluğuyla birlikte dolardan kaçış eğilimi hızlanırken, euro/dolar çaprazı 1,18 seviyelerine yaklaştı. Artan jeopolitik gerginlikler ise emtia fiyatlarında dalgalı bir seyir yarattı.2025’in ilk yarısında MSCI Gelişen Avrupa (%45), Latin Amerika (%29), Gümüş (%27) ve Altın (%25) gibi varlıklar pozitif ayrıştı. Jeopolitik risklerin bir süre gündemden düşmesinin ardından piyasalar makroekonomik gelişmelere daha fazla odaklanmaya başladı. İsrail-İran geriliminin geri plana çekilmesi ve yurtişindeki politik belirsizliklerin ötelenmesi, TL varlıklara yönelik risk iştahını Haziran ayında artırdı. BIST100 Endeksi Haziran ayını %10 yükselişle kapattı. Ancak 2025 yılının ilk yarısı BIST100 TL bazlı %1,2 yükselerek dolar bazlı %10 değer kaybederek kapattı.Mayıs ve Haziran ayı enflasyon verisinin beklentilerin altında kalmasıyla birlikte BIST100’de dezenflasyon fiyatlaması yeniden öne çıktı. Ancak çekirdek enflasyondaki katılık, kısa vadede endeksin “temkinli iyimserlik” noktasında kalmasına neden oluyor. 9 Temmuz itibariyle BIST100 ün sene başından bu yana getiri oranları TL bazlı %3,4 yükseliş ve dolar bazlı %8,7 değer kaybı şeklinde gerçekleşti. Güncel durumda MSCI GOÜ endeksine göre ise %21 geride kalarak, 6 aylık enflasyon baz alındığında yaklaşık %14’lük negatif reel getiri sağlamış oldu.Temmuz ayına volatil başlangıç yapan BIST100’e 24 Temmuz’daki TCMB faiz kararı ve 25 Temmuz’da Moody’s ile Fitch Ratings’in kredi derecelendirme kararlarının BIST100 fiyatlamalarına önemli ölçüde etki etmesi bekleniyor.Yılın kalanında BIST100’ün nasıl bir performans göstereceğine dair sorumuzu yanıtlayan BNY - Kıdemli EMEA Bölgesi Piyasa Stratejisti, Türk hisse senedi piyasasındansa Türk tahvil piyasasının daha iyi bir performans sergileyebileceğini ifade etti. Stratejist, “Fed faiz indirimine gittiğinde gelişen piyasalar pozitif bir ivme yakalıyor. BIST100 bundan faydalanabilir ancak ABD ekonomisi yavaşlarsa, Avrupa ve Çin’in zaten büyüme zorlukları yaşadığı bir ortamda hisse senedi piyasasında güçlü bir ayrışma görmeyiz” dedi.Buna karşılık stratejist, Türkiye tahvil piyasası için uygun bir ortam olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “BNY olarak müşteri pozisyonlarının Türkiye tahvil piyasasında getiri eğrisinin uzun tarafında konumlandığını görüyoruz. TCMB faiz indirimi yapmadı, enflasyon düşüyor ve Türkiye’nin kredibilitesi yüksek. Bu kıymetli bir unsur.”Stratejist ayrıca, “Tahvil piyasasına Nisan ve Mayıs ayında sınırlı giriş olduğunu takip ettik. Fed’in faiz indirim süreci ile Türk tahvillerine girişin artmasını bekliyoruz. Türkiye’de hala carry trade için talep var. Dolar pozisyonlarını azaltmak isteyen yatırımcılar Türkiye’nin cazip carry trade getirisinden yararlanmak isteyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Finans
BIST100'de dezenflasyon fiyatlaması, Türk tahvillerinde getiri avantajı
Mayıs ve Haziran ayı enflasyon verilerinin beklenti altında kalmasıyla BIST100'de dezenflasyon fiyatlaması öne çıksa da, endeks TL bazlı pozitif getiri sağlarken dolar bazlı değer kaybetti. Yaklaşan TCMB faiz kararı ve kredi derecelendirme kararları piyasaları etkileyecekken, bir stratejist Türk tahvillerinin hisse senetlerine kıyasla daha avantajlı olduğunu belirtiyor.
Selin Öztürk
•