2025 yılının son günlerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan gelen önemli bir açıklama, Türkiye ekonomisinin 2026 yılına dair yol haritasında kritik bir sinyal olarak yankılandı. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda, çeşitli vergi ve harçların 2026 yılı için belirlenen artış oranının, yeniden değerleme oranı olan yüzde 25,49 yerine, yüzde 18,95 olarak uygulanacağını bildirdi.
Bu karar, hükümetin enflasyonla mücadelesinde maliye politikasının ne denli kararlı bir rol üstleneceğinin somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Yılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Cumhurbaşkanı Kararı ile çeşitli vergi ve harçların, 2026 yılı için yeniden değerleme oranı olan yüzde 25,49 yerine, yüzde 18,95 oranında artırılmasına karar verildi. Hayırlı olsun. Bu yaklaşım enflasyonu 2026'da yüzde 20'nin altına düşürme hedefine maliye politikası tarafından destek sağlama iradesinin somut bir göstergesidir. Para politikası, maliye politikası ve verimlilik eksenli yapısal dönüşümlerden oluşan bütüncül yaklaşım ile enflasyonla kararlı mücadelemizi yeni yılda da sürdüreceğiz."
Maliye Politikasından Enflasyon Hedefine Güçlü Destek Söz konusu indirimli artış oranı, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde vatandaş ve işletmelerin üzerindeki mali yükü bir nebze hafifletme amacını taşıyor. Ancak kararın asıl önemi, maliye politikasının, para politikasını destekleyici bir araç olarak enflasyonla mücadeledeki aktif rolünü netleştirmesidir. Yeniden değerleme oranının altında bir artış belirlemek, enflasyon beklentilerini aşağı çekme ve kamu maliyesinde disiplini sürdürme yönünde atılmış proaktif bir adımdır.
Bu hamle, 2026 yılı için belirlenen yüzde 20'nin altında enflasyon hedefine ulaşmada hükümetin kararlılığını pekiştiriyor. Vergi ve harç artışlarının enflasyonun altında tutulması, genel fiyatlar üzerindeki yukarı yönlü baskıyı azaltarak, Merkez Bankası'nın sıkı para politikalarının etkinliğini artırmaya yardımcı olabilir.
Bütüncül Yaklaşım ve Sürdürülebilirlik Vurgusu Cevdet Yılmaz'ın "para politikası, maliye politikası ve verimlilik eksenli yapısal dönüşümlerden oluşan bütüncül yaklaşım" vurgusu, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemdeki temel stratejisini özetliyor. Bu üçlü sacayağı, enflasyonla mücadelenin sadece kısa vadeli tedbirlerle değil, aynı zamanda uzun vadeli yapısal reformlarla destekleneceğini gösteriyor. Verimlilik artışı ve yapısal reformlar, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması için elzem kabul ediliyor.
Piyasalar ve Tüketiciler Üzerindeki Etkiler Yıl sonu piyasaların açılış saatlerinde gelen bu açıklama, piyasa aktörleri tarafından yakından takip edilecek. Vergi ve harçlardaki artışın beklentilerin altında kalması, özellikle işletmelerin maliyet planlamalarında bir rahatlama yaratabilir. Tüketiciler için ise, dolaylı yoldan enflasyonist baskının bir miktar azalması anlamına gelebilir. Bu durum, ekonomik aktörlerin 2026 yılına dair beklentilerini olumlu yönde etkileyerek, güven ortamının pekişmesine katkı sağlayabilir.
Özetle, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıklamaları, hükümetin yeni yılda da enflasyonla mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini, bu süreçte maliye politikasını aktif bir araç olarak kullanacağını ve bütüncül bir ekonomik programla hedeflere ulaşmayı amaçladığını net bir şekilde ortaya koyuyor.