Türkiye ekonomisine yönelik yabancı sermaye ilgisi, özellikle tahvil piyasasında belirginleşen güçlü girişlerle dikkat çekiyor. Son açıklanan verilere göre, 28 Kasım haftasında yurt dışı yerleşik yatırımcılar, Türk tahvillerine net 562 milyon dolarlık alım yaparak, bu alım trendini üst üste yedinci haftaya taşıdı. Bu durum, küresel piyasalarda Türkiye'ye yönelik risk algısının iyileştiğine ve uygulanan ekonomi politikalarına duyulan güvenin arttığına dair önemli bir sinyal olarak yorumlanıyor.
Tahvil Piyasasındaki Canlanma ve Nedenleri Yabancı yatırımcıların Türk tahvillerine gösterdiği bu yoğun ilgi, birkaç temel faktöre dayanıyor. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından uygulanan sıkı para politikası ve enflasyonla mücadeledeki kararlılık, yatırımcılar için cazip reel faiz fırsatları sunuyor. Yüksek getiri arayışındaki küresel sermaye için Türkiye, bu dönemde öne çıkan bir destinasyon haline gelmiş durumda. Ayrıca, ekonomi yönetiminin rasyonel politikalara dönüş sinyalleri ve orta vadeli programın açıklanması, piyasalardaki belirsizliği azaltarak öngörülebilirliği artırdı.
Piyasa uzmanları, “Bu güçlü tahvil alımları, Türkiye'nin makroekonomik istikrar arayışında attığı adımların uluslararası yatırımcılar nezdinde karşılık bulduğunun en somut göstergesi. Özellikle carry trade fırsatları, yatırımcıları Türk Lirası varlıklara yönlendiriyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Hisse Senedi Piyasasında Farklılaşan Seyir Tahvil piyasasındaki bu güçlü alımlara karşın, hisse senedi piyasasında daha ılımlı bir seyir izlendi. Aynı dönemde yabancı yatırımcılar hisse senedinde net 9,2 milyon dolarlık satış gerçekleştirdi. Ancak bu rakam, bir önceki hafta kaydedilen 72 milyon dolarlık hisse senedi alımının ardından gelen küçük çaplı bir düzeltme ya da kâr realizasyonu olarak değerlendiriliyor. Genel sermaye akışının tahvil tarafında yoğunlaşması, yatırımcıların risk iştahının sabit getirili menkul kıymetlere doğru kaydığını gösteriyor.
Ekonomi İçin Anlamı ve Beklentiler Yabancı sermayenin Türkiye'ye olan ilgisinin artması, ülke ekonomisi için birden fazla olumlu etki yaratabilir:
Döviz Rezervleri: Yabancı girişleri, TCMB'nin döviz rezervlerini güçlendirerek kur istikrarına katkıda bulunur. Finansman Maliyetleri: Artan talep, devletin iç borçlanma maliyetlerini düşürerek bütçe üzerindeki yükü hafifletebilir. Enflasyonla Mücadele: Sermaye girişleri, Türk Lirası'nın değerini destekleyerek ithal enflasyon baskısını azaltmaya yardımcı olabilir. Güven Ortamı: Yabancı yatırımcıların geri dönüşü, yerli yatırımcılar için de pozitif bir sinyal oluşturarak genel piyasa güvenini artırır.
Ancak, bu trendin sürdürülebilirliği, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadeledeki kararlılığını devam ettirmesine ve yapısal reformları hızlandırmasına bağlı olacak. Küresel piyasalardaki olası dalgalanmalar ve risk iştahındaki değişimler de Türkiye'ye yönelik sermaye akışını etkileyebilecek önemli faktörler arasında yer alıyor.





