Türkiye'nin önde gelen hazır giyim markalarından Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi İşletmeleri A.Ş., 2025 yılına ait sürdürülebilirlik denetçisi seçiminde önemli bir değişikliğe gitti. Şirket, daha önce belirlenen Denge İstanbul Bağımsız Denetim ve SMMM A.Ş. ile ücret revizesi konusunda uzlaşma sağlanamaması üzerine sözleşmeyi feshetti. Bu gelişme, Kamu Gözetimi Kurumu'nun (KGK) sürdürülebilirlik raporlarına yönelik güvence denetimi zorunluluğunu getiren yeni duyurusuyla birlikte, sektördeki ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) uyum süreçlerinin dinamiklerini bir kez daha ortaya koydu. Denetçi Değişikliğinin Arka Planı: Ücret ve Regülasyon Vakko'nun 10 Nisan 2025 tarihli Genel Kurulu'nda 2025 yılı sürdürülebilirlik denetçisi olarak atanan Denge İstanbul Bağımsız Denetim ile yaşanan anlaşmazlık, denetim ücretlerinin revizyonu noktasında düğümlendi. Taraflar arasında mutabakat sağlanamaması, şirketin 2025 dönemi için bu firmadan hizmet almamasına ve sözleşme fesih protokolü imzalanmasına yol açtı. Bu durum, şirketlerin artan regülasyon yükü altında maliyet optimizasyonuna yönelik hassasiyetini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Ancak denetçi değişikliğinin tek nedeni ticari anlaşmazlık değil. Kamu Gözetimi Kurumu'nun 25 Haziran 2025 tarihli ve 2025-43 sayılı duyurusu, şirketlerin 2025 yılı sürdürülebilirlik raporlarını güvence denetimine tabi tutma zorunluluğunu getirdi. Bu yeni düzenleme, Vakko'nun denetçi seçiminde hızla aksiyon almasını gerektirdi. Yeni Denetçi: DRT Bağımsız Denetim ve Artan ESG Odaklılık Bu kapsamda, Vakko Yönetim Kurulu, sürdürülebilirlik raporlarının güvence denetimini ve ilgili düzenlemeler kapsamındaki diğer faaliyetleri yürütmek üzere DRT Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş.'yi (Deloitte Türkiye) Sürdürülebilirlik Bağımsız Denetçisi olarak seçti. Bu atama, ilk olağan Genel Kurul'un onayına sunulacak. DRT gibi uluslararası çapta tanınan bir denetim firmasının seçilmesi, Vakko'nun sürdürülebilirlik raporlama ve denetim süreçlerine verdiği önemi ve bu alandaki uluslararası standartlara uyum sağlama arayışını pekiştiriyor. ESG kriterleri, yatırımcılar ve paydaşlar için giderek daha kritik hale gelirken, şeffaf ve güvenilir sürdürülebilirlik raporları şirketlerin itibarını ve piyasa değerini doğrudan etkiliyor. Piyasalar İçin Anlamı: Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Vakko örneği, Türkiye'deki şirketlerin sürdürülebilirlik alanındaki kurumsal yönetim pratiklerini güçlendirme çabalarının bir yansımasıdır. KGK'nın bu yöndeki adımları, Türk şirketlerinin global ESG endekslerindeki yerini ve uluslararası yatırımcılar nezdindeki çekiciliğini artırma potansiyeli taşıyor. Bu durum, sadece büyük şirketler için değil, tüm tedarik zincirindeki firmalar için de sürdürülebilirlik raporlama ve denetim standartlarının yükseldiğinin bir işareti olarak okunmalıdır. Önümüzdeki dönemde benzer denetçi değişiklikleri ve ESG odaklı düzenlemelerin artması beklenmektedir. "Ekonomistler, 'Sürdürülebilirlik denetimleri artık sadece bir uyum meselesi değil, aynı zamanda rekabet avantajı ve finansmana erişim için stratejik bir zorunluluk haline geldi' yorumunu yapıyor." Temel Çıkarımlar:
Maliyet Duyarlılığı: Denetim ücretleri, şirketlerin uyum süreçlerindeki maliyetleri optimize etme çabasını gösteriyor. Regülasyon Etkisi: KGK'nın yeni düzenlemesi, sürdürülebilirlik raporlamasının ciddiyetini artırıyor. Global Standartlara Uyum: DRT gibi uluslararası bir firmanın seçimi, global ESG beklentilerine uyum sinyali veriyor. Yatırımcı Güveni: Güvence denetimine tabi tutulan raporlar, yatırımcı nezdinde şeffaflığı ve güvenilirliği artırıyor.
