Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan 2025 yılı Ekim ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verileri, ülkenin dış finansman yapısına dair önemli sinyaller verdi. Buna göre, Türkiye'nin net Uluslararası Yatırım Pozisyonu, 323,3 milyar dolar gibi kayda değer bir açıkla seyrederken, bu durum dış kaynak bağımlılığının devam ettiğini gözler önüne serdi. Ancak tablonun dikkat çekici diğer bir yüzü ise, Merkez Bankası'nın rezerv varlıklarında kaydedilen rekor yükseliş oldu. Net UYP Açığı ve Rezervlerde Tarihi Zirve Ekim 2025 itibarıyla Türkiye'nin yurt dışı varlıkları 399,2 milyar dolara ulaşırken, yurt dışı yükümlülükleri 722,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Varlıkların yüzde 0,9 oranında artması ve yükümlülüklerin yüzde 0,2 oranında azalması, net açığın büyümesini bir nebze frenlese de, toplamda 323,3 milyar dolarlık açık, dış finansman ihtiyacının boyutunu ortaya koyuyor. Öte yandan, en olumlu gelişme, rezerv varlıkların 3,5 milyar dolar artışla 183,6 milyar dolara ulaşarak tarihi en yüksek seviyeye çıkması oldu. Bu durum, TCMB'nin döviz rezervlerini güçlendirme çabalarının somut bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Artan rezervler, ülkenin dış şoklara karşı direncini artırırken, uluslararası piyasalarda Türkiye ekonomisine duyulan güvenin göstergelerinden biri olarak da yorumlanabilir. Sermaye Akışının Dinamikleri: Doğrudan ve Portföy Yatırımları Varlık kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi yüzde 1,3 artışla 73,5 milyar dolara yükselirken, diğer yatırımlar kalemi yüzde 0,5 azalışla 137,3 milyar dolar seviyesine geriledi. Bankaların yabancı para efektif ve mevduat varlıklarındaki yüzde 4,2'lik düşüş ise dikkat çekici bir diğer detay. Yükümlülükler tarafında ise daha karmaşık bir tablo mevcut. Doğrudan yatırımlar kalemi yüzde 1,9 azalışla 209,6 milyar dolara geriledi. Bu düşüş, Türkiye'ye yönelik uzun vadeli doğrudan yabancı yatırımlarda bir yavaşlamaya veya mevcut yatırımlarda kısmi çıkışlara işaret edebilir ki bu, uzun vadeli büyüme potansiyeli açısından yakından izlenmesi gereken bir gelişmedir. Buna karşılık, portföy yatırımları kalemi, özellikle diğer sektörlerin yurt dışında ihraç ettiği tahvillerden yurt dışı yerleşiklerin satın aldığı tutarın yüzde 7,2 gibi önemli bir oranda artarak 16,5 milyar dolara ulaşmasıyla dikkat çekti. Toplam portföy yatırımları yüzde 0,1 artarak 131,0 milyar dolar oldu. Bu artış, uygulanan sıkı para politikaları ve cazip faiz oranları sayesinde yabancı yatırımcıların Türk tahvillerine olan ilgisinin arttığını gösteriyor. Ancak portföy yatırımlarının doğası gereği daha kısa vadeli ve oynak olabileceği unutulmamalıdır. Diğer yatırımlar kalemi ise yüzde 0,7 artarak 381,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Ekonomi İçin Anlamı ve Gelecek Perspektifi Türkiye'nin net UYP açığının devam etmesi, ülkenin dış finansman ihtiyacının yapısal bir sorun olmaya devam ettiğini gösteriyor. Ancak rezervlerdeki rekor artış ve portföy yatırımlarına olan ilginin yükselmesi, kısa vadede finansman bulma kapasitesinde bir iyileşmeye işaret edebilir. Uzmanlar, bu tablonun sürdürülebilirliği açısından doğrudan yabancı yatırımların tekrar ivme kazanmasının kritik önem taşıdığını belirtiyor. "Türkiye ekonomisinin dış kırılganlıklarını azaltmak için sadece kısa vadeli sermaye akışlarına değil, aynı zamanda uzun vadeli ve üretken doğrudan yatırımlara odaklanması elzemdir. Rezervlerdeki artış olumlu bir sinyal olsa da, UYP açığının yapısal nedenleri üzerinde durulmalıdır." Önümüzdeki dönemde, TCMB'nin para politikası duruşu, küresel faiz oranları ve Türkiye'nin yatırım ortamına yönelik algı, UYP'nin seyrini belirleyen temel faktörler olacak. Net UYP açığını sürdürülebilir seviyelere çekmek ve dış finansman yapısını daha sağlıklı bir zemine oturtmak, ekonomi yönetiminin öncelikli hedefleri arasında yer alacaktır.
Ekonomi
UYP Açığı Sürüyor: Türkiye'nin Rezervleri Rekor Kırdı, Sermaye Akışında
Türkiye'nin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP), 2025 Ekim ayında 323,3 milyar dolar net açık verdi. Bu tablo, dış finansman ihtiyacının sürdüğünü gösterse de, Merkez Bankası'nın rezerv varlıklarının 183,6 milyar dolar ile tarihi zirveye ulaşması dikkat çekiyor. Yükümlülüklerdeki doğrudan yatırım azalışı ve portföy yatırımlarında görülen artış, sermaye akışının niteliğinde potansiyel değişimlere işaret ediyor. Bu durum, Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı direncini ve finansman yapısını yakından ilgilendiriyor.
Mustafa Koç
•