Türk iş dünyasının çatı kuruluşu TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı, küresel ekonomideki köklü dönüşümlerin ve Türkiye ekonomisinin önündeki yapısal zorlukların tartışıldığı önemli bir platform oldu. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ın açılış konuşmaları, mevcut ekonomik sıkıntıların ötesine geçerek, iş dünyasına stratejik bir vizyon sunma gerekliliğini net bir şekilde ortaya koydu.Turan, iş dünyasının tüm enerjisini kur, faiz ve enflasyon gibi kısa vadeli sorunları çözmeye harcamaması gerektiği yönündeki uyarısıyla dikkat çekti. Bu açıklama, Türkiye ekonomisinin kronikleşmiş makroekonomik istikrarsızlıklarla mücadele ederken, aynı zamanda küresel rekabet sahnesindeki yerini güçlendirme fırsatlarını kaçırmaması gerektiği mesajını taşıyor.Küresel Dengeler ve Türkiye'nin KonumuKonuşmasında küresel ticaretteki risk ve belirsizliğe, yavaşlayan büyümeye ve beklenmeyen darbelere karşı bünyenin güçlü ve esnek olması gerektiğine vurgu yapan Turan, aslında dünya ekonomisinin yeni bir jeoekonomik dönüşüm sürecinde olduğunu işaret etti. Bu dönüşüm, sadece ekonomik verilerle değil, aynı zamanda jeopolitik gerilimler, tedarik zinciri kırılganlıkları ve teknolojik değişimlerle de şekilleniyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu ortam, hem büyük riskler hem de doğru stratejilerle değerlendirilebilecek önemli fırsatlar barındırıyor.“Eski dünya düzenine göre belirlenmiş modeli değiştirmeli yeni stratejiler geliştirmeliyiz.”Bu sözler, Türkiye'nin ekonomik modelini gözden geçirme ve küresel dinamiklere uyum sağlama zorunluluğunu ortaya koyuyor. Artık sadece maliyet avantajına dayalı üretim yerine, katma değerli, inovasyon odaklı ve sürdürülebilir bir büyüme modeline geçiş elzem hale gelmiştir.Kur, Faiz ve Enflasyon Sıkışmasından Çıkışİş dünyasının zamanını sürekli kur, faiz ve enflasyon sorunlarına ayırmasının, şirketlerin uzun vadeli yatırım, Ar-Ge ve inovasyon kapasitelerini olumsuz etkilediği bilinen bir gerçek. Bu durum, firmaların operasyonel maliyetleri yönetmeye odaklanmasına neden olurken, küresel pazarlardaki rekabet avantajlarını kaybetmelerine yol açabiliyor. Turan'ın çağrısı, bu kısır döngüden çıkarak, şirketlerin ve ülke ekonomisinin daha geniş bir perspektifle geleceğe hazırlanması gerektiğinin altını çiziyor.Bu bağlamda, Türkiye'nin sadece enflasyonu düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda öngörülebilir bir ekonomik ortam yaratarak, yerli ve yabancı yatırımcılar için cazip bir destinasyon haline gelmesi kritik önem taşıyor. Ekonomik istikrar, şirketlerin kur riskini yönetmek yerine, ürün ve hizmet geliştirme, pazar çeşitlendirme ve dijital dönüşüm gibi alanlara odaklanmasını sağlayacaktır.Yeni Dünya Düzeninde İnovasyon ve RekabetçilikTuran'ın Çin'in artık bir düşük maliyetli üretim bölgesi olmaktan çıkıp bir inovasyon merkezi haline geldiği tespiti, küresel ekonomideki değişimin en çarpıcı örneklerinden biri. Bu durum, Türkiye için de bir ders niteliğinde: Sadece ucuz iş gücü ve coğrafi konum avantajıyla rekabet etmek yerine, teknolojiye, Ar-Ge'ye ve nitelikli insan kaynağına yatırım yaparak katma değeri yüksek ürünler üretmek zorundayız.Avrupa ekonomisinin rekabetçilik sorunlarıyla boğuştuğu bir dönemde, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile olan ticari ilişkilerini yeniden konumlandırması ve bu yeni dinamiklere uygun stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Bu, sadece ihracat pazarlarını çeşitlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda Avrupa'nın yeşil dönüşüm ve dijitalleşme hedefleriyle uyumlu üretim ve hizmet modelleri geliştirmeyi de kapsıyor.Geleceğe Yönelik StratejilerTÜSİAD Başkanı'nın vurguladığı bu yeni dünya düzenine uyum sağlamak için Türkiye'nin atması gereken adımlar şunlar olabilir:İnovasyon ve Ar-Ge Yatırımları: Şirketlerin yeni teknolojilere ve ürün geliştirmeye odaklanması için teşvik mekanizmaları güçlendirilmeli.Nitelikli İş Gücü: Eğitim sisteminin iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellenmesi ve dijital yetkinliklerin artırılması.Yeşil Dönüşüm: Sürdürülebilir üretim modellerine geçiş ve yeşil enerji yatırımlarının hızlandırılması.Pazar Çeşitlendirmesi: Geleneksel pazarların yanı sıra, Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi yükselen pazarlara açılım.Dijitalleşme: Tüm sektörlerde dijital dönüşümün hızlandırılması ve e-ticaret, yapay zeka gibi alanlarda rekabet gücünün artırılması.Sonuç olarak, TÜSİAD'ın bu çağrısı, Türk ekonomisi için sadece mevcut sorunları aşmanın değil, aynı zamanda küresel arenada kalıcı bir yer edinmenin yol haritasını çiziyor. İş dünyasının ve politika yapıcıların, kısa vadeli gündemlerin ötesine geçerek, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak uzun vadeli ve stratejik adımlar atmaları kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkıyor.
Ekonomi
TÜSİAD'dan İş Dünyasına Stratejik Çağrı: Kur ve Enflasyon Ötesine Geçilmeli
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, Yüksek İstişare Konseyi toplantısında iş dünyasına kritik bir çağrıda bulundu. Turan, Türkiye'nin sürekli kur, faiz ve enflasyon sorunlarıyla boğuşmak yerine, küresel dengelerin yeniden kurulduğu bu dönemde yeni stratejilere odaklanması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Türk ekonomisinin kısa vadeli dalgalanmaların ötesine geçerek uzun vadeli rekabetçilik ve inovasyon vizyonu geliştirmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Mehmet Aydın
•