Türkiye teknoloji pazarında çelişkili dinamikler dikkat çekiyor. Yüksek enflasyon ve artan finansman maliyetleri, özellikle kişisel bilgisayar (PC) segmentinde talep daralmasına yol açarken, hibrit çalışma düzenlerinin yaygınlaşması ve yapay zekanın iş süreçlerine entegrasyonu, bazı alt segmentlerde beklenmedik büyüme fırsatları sunuyor. Sektörün önde gelen oyuncularından HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, bu karmaşık tabloyu detaylandıran önemli açıklamalarda bulundu.
PC Pazarında Daralma, Yazıcılarda Rekor Büyüme Urçar'ın tahminlerine göre, Türkiye'de kişisel bilgisayar pazarı adet bazında bu yıl %8 oranında küçülerek yılı tamamlayacak. Bu daralma, genel ekonomik koşulların, özellikle de tüketicinin alım gücündeki erimenin ve yüksek faiz oranlarının doğrudan bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Tüketiciler, zorunlu olmayan teknoloji harcamalarını erteleme eğilimindeyken, perakendeciler de kârlılık baskısı altında kalıyor.
“Kişisel bilgisayar pazarının adet bazında yüzde 8 küçülerek yılı bitirmesi bekleniyor. HP Türkiye olarak biz de paralel bir eğilim göstereceğiz. Paranın maliyetinin yüksek olmaya devam etmesi hem pazarın büyümesini engelliyor, hem de tüketici perakendeciliğinde kârlılık üzerinde ciddi baskıya neden oluyor.”
Ancak, pazarın bir diğer yüzünde, baskı cihazları sektörü tam tersi bir ivme yakalamış durumda. Türkiye genelinde yazıcı pazarının adet bazında %20 büyümesi beklenirken, HP Türkiye'nin bu ortalamanın tam üç katı bir büyüme performansı sergilediği belirtiliyor. Bu durum, hibrit çalışma modellerinin ve evden çalışma kültürünün yaygınlaşmasıyla birlikte, ev ofis kurulumlarına ve belge basım ihtiyaçlarına yönelik talebin arttığını gösteriyor.
Hibrit Çalışma ve Yapay Zekanın Dönüştürücü Etkisi Hibrit çalışma düzenleri, sadece yazıcı pazarını değil, video konferans teknolojileri sektörünü de olumlu etkiliyor. Urçar, bu alandaki büyümenin önümüzdeki dönemde daha da hızlanacağını öngörüyor. İş dünyasının dijitalleşme ve uzaktan erişim ihtiyaçları, ilgili teknoloji segmentlerine olan yatırımları artırıyor. Yapay zeka (AI) ise hem bir büyüme motoru hem de potansiyel bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. HP'nin Küresel İş İlişkileri Endeksi raporu, yöneticilerin %40'ının, çalışanların ise %25'inin yapay zekayı aktif olarak kullandığını ortaya koyuyor. Bu oranların her geçen yıl artması bekleniyor. Yapay zeka araçlarının doğru kullanımı, çalışanların üzerindeki iş yükünü azaltarak verimliliği artırıyor ve adeta 'kişisel bir asistan' görevi görüyor.
“Yapay zeka araçlarını doğru kullanırsanız çalışanların üzerindeki iş yükünü azaltıyor. Artık yöneticiler veya bireysel çalışan Fortune 500 yöneticilerinin sahip olduğu asistanlara sahip, artık en iyi asistan yapay zeka.”
Ancak yapay zekanın hızla yayılması, 2026 yılı için önemli bir risk barındırıyor: Çip tedarik sıkıntıları. Urçar, yapay zeka teknolojilerinin çip talebini artırması halinde, 2026 yılında bilgisayar fiyatlarında yukarı yönlü bir hareketlilik yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Bu durum, Türkiye'nin şu anda kişisel bilgisayarları en ucuz alabileceğiniz ülkelerden biri olma avantajını da tehdit edebilir.
Gelecek Beklentileri ve Perakende Dinamikleri 2026 yılına ilişkin beklentiler, yavaş bir iyileşme senaryosuna işaret ediyor. Özellikle yılın ortalarından sonra daha hızlı bir toparlanma öngörülse de, genel olarak 'çok büyük büyümenin olmayacağı bir yıl' olabileceği belirtiliyor. Bu süreçte fiyat rekabetinin de oldukça yoğun seyredeceği tahmin ediliyor. Perakende sektöründe ise Kasım ve Aralık ayları, 'Efsane Cuma' indirimlerinin 'Efsane Kasım'a dönüşmesiyle birlikte yılın en hareketli dönemleri olmaya devam ediyor. HP Türkiye, bu özel günlerde satışlarında genellikle %30 civarında bir artış yaşandığını ve bu yıl da tüketici elektroniği kısmında benzer bir yükseliş beklediklerini ifade ediyor. Bu dönemler, tüketicilerin indirim fırsatlarını değerlendirerek teknoloji ürünlerine yöneldiği kritik zaman dilimleri olarak öne çıkıyor.
Çalışan Memnuniyeti ve Dijital Deneyimin Önemi HP Küresel İş İlişkileri Endeksi'nin 14 ülkede 16 bin çalışanla yaptığı anket sonuçları, işyeri memnuniyetinin küresel çapta düşük seyrettiğini gösteriyor. Dünya genelinde çalışanların sadece %20'si işinden memnunken, Türkiye'de bu oran %29 ile biraz daha yüksek olsa da hala istenen seviyelerin altında. Şirket kültürü, liderlik ve dijital çalışma deneyimi, çalışan memnuniyetini belirleyen başlıca etkenler arasında yer alıyor. Özellikle çalışma ortamında sunulan teknoloji ürünlerinin kalitesi ve yeterliliği, çalışan memnuniyetini doğrudan etkileyen kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.