Türk Bankacılık Sektörü 11 Ayda %45 Kâr Artışı: Sürdürülebilirlik Analizi
Türk bankacılık sektörü, 2024'ün ilk 11 ayında net kârını yüzde 45 artırarak 842,8 milyar TL'ye taşıdı. Bu etkileyici büyüme, güçlü kredi genişlemesi ve ekonomik aktivitenin bir yansıması olarak öne çıkarken, sektörün sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşme dikkat çekiyor. Ancak, takipteki alacaklardaki sınırlı artış, varlık kalitesi üzerindeki potansiyel baskıları da gündeme getiriyor ve geleceğe yönelik dikkatli bir izlemeyi gerektiriyor.
Zeynep Kaya
•
Türk bankacılık sektörü, 2024 yılının ilk 11 ayında gösterdiği güçlü performansla dikkatleri üzerine çekti. Sektör, bir önceki yılın aynı dönemine göre net kârını yüzde 45 oranında artırarak toplam 842,8 milyar TL seviyesine ulaştırdı. Bu çarpıcı kârlılık artışı, ülkenin ekonomik dinamikleri ve finansal piyasalardaki gelişmelerle yakından ilişkili bir tablo çiziyor.
Kârlılıkta Rekor Yükselişin Dinamikleri
Bankacılık sektörünün bu denli yüksek bir kâr artışı kaydetmesindeki temel etkenler arasında, ekonomik aktivitedeki canlanma ve özellikle kredi hacmindeki agresif genişleme başı çekiyor. Yüksek enflasyonist ortamda, bankaların aktiflerinin nominal değerleri artarken, kredi talebinin güçlü seyretmesi faiz gelirlerini yukarı çekti. Bu durum, bankaların bilançolarına olumlu yansıyarak sektörün genel kârlılığını önemli ölçüde destekledi. Ayrıca, mevduat ve kredi faiz marjlarındaki gelişmeler de kâr artışında kritik bir rol oynadı.
Aktif Büyümesi ve Kredi Motoru
Sektörün toplam aktifleri, Kasım 2024 itibarıyla 31,2 trilyon TL'den yüzde 44'lük bir artışla 45 trilyon TL'ye yükseldi. Bu büyümenin ana motoru ise bankaların en büyük aktif kalemi olan krediler oldu. Kredi hacmi, 15,45 trilyon TL'den 22,17 trilyon TL'ye çıkarak, hem hanehalkı hem de reel sektörün finansman ihtiyaçlarını karşılamadaki bankaların merkezi rolünü pekiştirdi. Kredi genişlemesi, bir yandan ekonomik büyümeyi desteklerken, diğer yandan da bankaların gelir tablosuna doğrudan katkı sağladı.
Sermaye Yeterliliği ve Sektörün Dayanıklılığı
Finansal istikrar açısından kritik göstergelerden olan sermaye yeterlilik rasyolarında da olumlu bir tablo gözlendi. Bankaların olası risklere karşı tampon mekanizması olan sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18'den yüzde 19'a, çekirdek sermaye yeterlilik rasyosu ise yüzde 14'ten yüzde 15'e yükseldi. Bu artışlar, sektörün finansal şoklara karşı dayanıklılığını ve risk taşıma kapasitesini güçlendirdiğini gösteriyor. Özellikle küresel ve yerel ekonomik belirsizliklerin devam ettiği bir dönemde, bu iyileşme bankacılık sisteminin sağlamlığı açısından güven verici bir gelişmedir.
Varlık Kalitesi ve Takipteki Alacaklar Mercek Altında
Ancak, tablonun tamamını değerlendirirken dikkatli olunması gereken bir diğer nokta da varlık kalitesi. Takipteki alacakların toplam nakdi kredilere oranı, Kasım 2024'te yüzde 1,80 seviyesinden yüzde 2,43'e çıktı. Kredi hacmindeki devasa büyümeye rağmen bu orandaki artış, varlık kalitesinde sınırlı da olsa bir bozulmaya işaret ediyor. Bu durum, gelecekte ekonomik koşulların kötüleşmesi veya kredi geri ödemelerinde aksaklıklar yaşanması halinde, bankaların karşılık ayırma yükümlülüklerini artırabileceği ve kârlılık üzerinde baskı oluşturabileceği potansiyel bir risk olarak değerlendirilmelidir. Sektörün bu göstergeyi yakından takip etmesi ve proaktif risk yönetimi stratejileri geliştirmesi önem arz etmektedir.
Geleceğe Yönelik Beklentiler
Genel olarak, Türk bankacılık sektörü 2024 yılını güçlü bir kârlılık ve sermaye yapısıyla kapatmaya hazırlanıyor. Ancak, kredi büyümesinin sürdürülebilirliği, enflasyonla mücadele politikalarının etkisi ve takipteki alacak oranlarındaki seyir, 2025 ve sonrası için sektörün performansını belirleyecek ana faktörler olacaktır. Regülasyonların ve makroekonomik koşulların yakından izlenmesi, bankaların gelecekteki stratejilerini şekillendirmede kritik rol oynayacaktır.