Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı İşgücü Maliyeti İstatistikleri, ülkedeki istihdam piyasasının derinlemesine bir fotoğrafını sundu. Veriler, ortalama işgücü maliyetlerinin yanı sıra, sektörler arası ve özellikle toplu iş sözleşmelerinin (TİS) çalışan ücretleri üzerindeki belirleyici etkisini ortaya koydu. Rapora göre, 2024'te aylık ortalama işgücü maliyeti 45 bin 777 TL olarak gerçekleşirken, en dikkat çekici detay, TİS kapsamındaki işçilerin brüt kazançlarının, TİS dışında kalanlara kıyasla yaklaşık yüzde 92 daha yüksek olmasıydı.Sektörler Arası Uçurum: Finanstan İnşaata Büyük FarkTÜİK raporu, Türkiye ekonomisinin farklı sektörlerindeki ücret yapılarının ne denli ayrıştığını net bir şekilde gösterdi. Yüksek katma değerli ve uzmanlık gerektiren sektörler, işgücü maliyetinde zirvede yer aldı. Finans ve sigorta faaliyetleri sektörü, 119 bin 868 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en yüksek olduğu alan olarak öne çıktı. Bu sektörü, dijital dönüşümün ve teknolojik gelişimin lokomotifi olan bilgi ve iletişim sektörü 94 bin 96 TL ile takip ederken, eğitim sektörü 67 bin 397 TL ile üçüncü sırada yer aldı.Öte yandan, daha düşük katma değerli ve emek yoğun sektörlerde işgücü maliyetleri belirgin şekilde daha düşüktü. İnşaat sektörü, 26 bin 47 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en düşük olduğu sektör oldu. Bu sektörü, turizm ve yeme-içme hizmetlerini kapsayan konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri 29 bin 460 TL ve gayrimenkul faaliyetleri 30 bin 929 TL ile izledi. Bu derin farklılıklar, Türkiye ekonomisindeki yapısal eşitsizlikleri ve sektörlerin niteliksel ayrışmasını gözler önüne seriyor.Toplu İş Sözleşmesinin Ücretlere Etkisi: Yüzde 92'lik Farkın AnlamıRaporun en kritik bulgularından biri, toplu iş sözleşmelerinin (TİS) çalışan ücretleri üzerindeki dönüştürücü etkisi oldu. Geçen yıl, TİS kapsamındaki çalışanların aylık brüt kazançları 68 bin 730 lira olarak kayıtlara geçerken, TİS dışında kalan emsallerinin kazancı 35 bin 821 lira seviyesinde kaldı. Bu, TİS'li çalışanların, TİS'siz çalışanlara göre yüzde 92 daha fazla kazandığı anlamına geliyor."Bu çarpıcı fark, sendikal örgütlenmenin ve kolektif pazarlık mekanizmalarının, çalışanların refah düzeyini artırma ve gelir adaletsizliğini azaltma potansiyelini açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle enflasyonist dönemlerde, TİS'ler çalışanların satın alma gücünü korumada kritik bir kalkan görevi görüyor."Bu veri, sendikaların ve toplu iş sözleşmelerinin, işgücü piyasasında ücret standartlarını yükseltme ve çalışma koşullarını iyileştirme gücünü teyit ediyor. Aynı zamanda, sendikalaşma oranlarının düşük olduğu sektörlerdeki çalışanların, benzer işleri yapan ancak TİS kapsamında olanlara göre daha dezavantajlı konumda olduğunu da işaret ediyor.İşgücü Maliyetinin Bileşenleri: Brüt Kazançların AğırlığıTÜİK verileri, işgücü maliyetinin detaylı yapısını da gözler önüne serdi. İşgücü maliyeti içinde en büyük payı, yüzde 85,7 ile brüt kazançlar aldı. Sosyal güvenlik ödemelerinin payı yüzde 13,9 iken, diğer işgücü maliyeti ödemeleri sadece yüzde 0,4 olarak gerçekleşti. Bu dağılım, işverenler için işgücü maliyetinin büyük bir kısmının doğrudan çalışana ödenen ücretlerden oluştuğunu gösteriyor.Kazanç bileşenleri incelendiğinde ise şu tablo ortaya çıktı:Çalışılan süreler için yapılan düzenli ödemeler: yüzde 78,4 (en büyük pay)Çalışılan süreler için yapılan düzensiz ödemeler: yüzde 9,9Çalışılmayan süreler için yapılan ödemeler: yüzde 8,6Ayni ödemelerin kazanç içindeki payı: yüzde 2,7Tasarruf sandıklarına yapılan ödemelerin payı: yüzde 0,4Bu veriler, çalışanların gelirlerinin büyük bir kısmının temel maaş ve düzenli ödemelerden oluştuğunu, prim, ikramiye gibi düzensiz ödemelerin ve ayni yardımların daha küçük bir paya sahip olduğunu gösteriyor.Sosyal Güvenlik Ödemeleri ve Diğer GiderlerSosyal güvenlik ödemeleri içinde ise zorunlu sosyal güvenlik ödemeleri, yüzde 84,3 oranıyla açık ara en büyük payı oluşturdu. Bu durum, devletin sosyal güvenlik sistemine yapılan katkıların işverenler için önemli bir maliyet kalemi olduğunu teyit ediyor. Kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin oranı yüzde 15,0 olarak gerçekleşirken, gönüllü sosyal güvenlik ödemelerinin oranı yalnızca yüzde 0,7'de kaldı. Kıdem ve ihbar tazminatının bu denli yüksek bir paya sahip olması, işten çıkarma süreçlerinin işverenler için ciddi bir finansal yük oluşturduğunu gösteriyor.Türkiye İşgücü Piyasasında Yeni Dengeler ve BeklentilerTÜİK'in 2024 İşgücü Maliyeti İstatistikleri, Türkiye'nin işgücü piyasasında derinlemesine bir analiz sunarak, sektörler arası ücret farklılıklarını ve toplu iş sözleşmelerinin ücretler üzerindeki belirleyici etkisini gözler önüne serdi. Özellikle TİS kapsamındaki çalışanların elde ettiği yüzde 92'lik ek kazanç, sendikal örgütlenmenin ve kolektif pazarlığın gelir dağılımı üzerindeki önemini bir kez daha vurguladı. Bu veriler, önümüzdeki dönemde işgücü piyasası politikalarının belirlenmesinde, sendikal hareketlerin güçlenmesinde ve gelir adaleti tartışmalarında önemli bir referans noktası teşkil edecektir. Ekonomik büyüme ve kalkınma hedefleri doğrultusunda, işgücü maliyetlerinin dengeli bir şekilde yönetilmesi ve çalışan refahının artırılması, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşımaktadır.
Ekonomi
TÜİK Raporu: İşgücü Maliyeti ve Toplu Sözleşmenin Ücretlere Etkisi
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 İşgücü Maliyeti İstatistikleri, Türkiye ekonomisindeki ücret dinamiklerini gözler önüne serdi. Rapora göre, aylık ortalama işgücü maliyeti 45 bin 777 TL olarak belirlenirken, en çarpıcı bulgu toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamındaki çalışanların, TİS dışındaki emsallerine göre yüzde 92 daha fazla brüt kazanç elde etmesi oldu. Bu durum, sendikal örgütlenmenin ve kolektif pazarlığın ücret dengesindeki kritik rolünü vurguluyor.
Ahmet Yıldız
•