ABD'nin göç politikalarında yeni bir dönemeç yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray yakınlarında meydana gelen ve iki ulusal muhafızın yaralanmasıyla sonuçlanan saldırı, Trump yönetimini göç politikalarını daha da sıkılaştırmaya itti. Edinilen bilgilere göre, ABD'ye seyahat yasağı uygulanan ülke sayısı yaklaşık 30'a çıkarılacak. Bu hamle, Başkan Trump'ın yasal göç akışını sınırlama yönündeki en somut ve geniş kapsamlı adımlarından biri olarak değerlendiriliyor.
İç Güvenlik Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, yasaklı listesine eklenecek ülkelerin yakın zamanda kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti. Mevcut durumda, ABD yönetimi 12 ülkeden gelen yolcuları tamamen engellerken, yedi ülkeye ise kısmi kısıtlamalar uyguluyor. Bu genişlemenin kapsamı ve uygulama detayları henüz tam olarak netleşmese de, kararın küresel ölçekte önemli yankılar uyandırması kaçınılmaz.
Göç Politikalarında Radikal Dönüşüm ve Arka Planı Başkan Trump, göreve geldiği günden bu yana göçmenlik konusundaki sert tutumuyla biliniyor. Daha önceki seyahat yasakları, özellikle Müslüman çoğunluklu ülkeleri hedef alması nedeniyle uluslararası alanda büyük tartışmalara ve hukuki mücadelelere yol açmıştı. Son saldırı, yönetime bu politikaları daha da ileri taşıma konusunda yeni bir zemin sunmuş gibi görünüyor. İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem'in Pazartesi günü Başkan Trump ile yaptığı görüşmede bu genişlemeyi önerdiği ve şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: "Başkan ile görüştüm. Ülkemizi katiller ve hak talep eden bağımlılarla dolduran her lanet ülkeye seyahat yasağı uygulanmasını öneriyorum." Bu sert söylem, Trump'ın sosyal medya üzerinden yaptığı "tüm üçüncü dünya ülkelerinden göçün kalıcı olarak durdurulacağı" yönündeki açıklamalarıyla da örtüşüyor. Bu durum, sadece güvenlik endişelerini değil, aynı zamanda ideolojik bir duruşu ve "Önce Amerika" (America First) politikasının derinleşen bir yansımasını işaret ediyor.
Küresel Ekonomiye Potansiyel Etkiler Seyahat yasağının genişletilmesi, sadece insani ve diplomatik boyutlarıyla değil, aynı zamanda küresel ekonomi üzerinde de önemli etkiler yaratma potansiyeli taşıyor. Dünya ekonomisi için öne çıkan bazı olası sonuçlar şunlar olabilir:
İşgücü Piyasaları: ABD'nin bazı sektörleri, özellikle tarım, inşaat, teknoloji ve sağlık hizmetleri, göçmen işgücüne önemli ölçüde bağımlıdır. Yasağın genişlemesi, bu sektörlerde işgücü açığına ve dolayısıyla üretim maliyetlerinde artışa neden olabilir.
Ticaret ve Yatırım: Yasağın uygulandığı ülkelerle ABD arasındaki ticari ilişkiler gerilebilir. Bu durum, karşılıklı ticaret hacimlerinde düşüşe ve hatta bazı ülkelerin ABD'ye yönelik yatırım kararlarını gözden geçirmesine yol açabilir.
Turizm Sektörü: Seyahat kısıtlamaları, ABD'ye gelen turist sayısını doğrudan etkileyecektir. Havayolu şirketleri, oteller ve turizmle bağlantılı diğer işletmeler gelir kaybı yaşayabilir. Bu durum, küresel turizm gelirlerinde yüzde 5 ila 10 arasında bir düşüşe neden olabilir.
Remittance (Para Transferleri): ABD'de yaşayan ve anavatanlarına para gönderen göçmenlerin sayısındaki potansiyel azalma, özellikle bu transferlere bağımlı olan gelişmekte olan ülkeler için ciddi ekonomik baskı yaratabilir.
Küresel Yetenek Akışı: Bilim insanları, mühendisler ve diğer nitelikli profesyonellerin ABD'ye girişinin kısıtlanması, ülkenin inovasyon kapasitesini ve rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir. Bu durum, küresel yetenek havuzunda dengesizliklere yol açabilir.
Uluslararası İlişkiler ve Diplomatik Gerilimler Bu tür bir genişleme, ABD'nin uluslararası arenadaki imajını ve diplomatik ilişkilerini de derinden etkileyecektir. Hedef alınan ülkeler ve onların müttefikleri, bu kararı ayrımcı ve düşmanca bir adım olarak algılayabilir. Bu durum, ABD'nin küresel liderlik rolünü sorgulatabilir ve uluslararası işbirliği mekanizmalarında aksaklıklara neden olabilir. Özellikle Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika'daki ülkelerle olan ilişkilerde yeni gerilimler beklenmektedir.
Mevcut durumda tam yasak uygulanan ülkeler arasında Afganistan, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Libya, Myanmar, Somali, Sudan ve Yemen bulunuyor. Kısmi kısıtlamalar ise Burundi, Küba, Laos, Sierra Leone, Togo, Türkmenistan ve Venezuela'dan gelen yolcuları etkiliyor. Yeni eklenecek ülkelerin listesi, bu diplomatik ve ekonomik etkilerin boyutunu daha da belirginleştirecektir.
Sonuç olarak, Trump yönetiminin seyahat yasağını genişletme kararı, sadece bir iç güvenlik önlemi olmanın ötesinde, küresel çapta ekonomik, sosyal ve diplomatik sonuçları olacak karmaşık bir politik hamledir. Dünya ekonomisi ve uluslararası ilişkiler, bu kararın uzun vadeli etkilerini yakından izlemeye devam edecektir.





