Küresel enerji piyasaları, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Ukrayna'daki çatışmaları sona erdirmeye yönelik kritik bir zirve haberiyle çalkalandı. Macaristan'da gerçekleşmesi beklenen bu görüşme kararı, haftanın son işlem gününe girilirken petrol fiyatlarında belirgin bir gerilemeye yol açarak, yatırımcıların küresel arz endişelerini bir nebze olsun hafifletti.
Jeopolitik Hamle ve Piyasa Tepkisi Brent ham petrol vadeli işlemleri, piyasaların açılışında yüzde 0,13 düşüşle varil başına 60,98 dolara gerilerken, ABD Batı Teksas Petrolü (WTI) de yüzde 0,16'lık bir kayıpla 57,37 dolardan işlem gördü. Bu düşüş, haftalık bazda da kayıpların derinleşeceğine işaret etti. Görüşme kararı, özellikle Rusya'nın Washington'ın Kiev'e yeni askeri destek sağlamasından duyduğu endişelerin arttığı bir dönemde gelmesiyle dikkat çekti. Zirvenin zamanlaması da oldukça manidar. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin Beyaz Saray'da ABD yapımı uzun menzilli Tomahawk füzeleri de dahil olmak üzere ek askeri destek talep etmeye hazırlandığı bir süreçte, bu diplomatik hamle, çatışmanın seyrini değiştirebilecek potansiyel bir dönüm noktası olarak yorumlanıyor.
Arz Endişeleri ve Stok Verileri Piyasa analistleri, Trump-Putin görüşmesinin açıklanmasının, küresel petrol arzının daha da sıkılaşacağına dair kaygıları azalttığını belirtiyor. ANZ analisti Daniel Hynes, bu durumu şu sözlerle özetledi: “Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesini görüşmek üzere Trump’ın Putin ile görüşeceğinin açıklanması, arzın daha da sıkılaşacağına dair endişeleri hafifletti.” Petrol fiyatları üzerindeki baskıyı artıran bir diğer önemli faktör ise, ABD Enerji Bilgi Dairesi (EIA) tarafından açıklanan stok verileri oldu. EIA'nın raporuna göre, ABD ham petrol stokları geçen hafta 3,5 milyon varil artarak toplamda 423,8 milyon varile ulaştı. Bu artış, piyasa beklentilerinin üzerinde bir arz fazlasına işaret ederek fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskıyı güçlendirdi.
Küresel Enerji Diplomasisi ve Türkiye İçin Anlamı ABD'nin Hindistan ve Çin gibi büyük tüketicilere Rus petrolü alımlarını durdurmaları yönünde sürdürdüğü baskı, küresel enerji tedarik zincirlerindeki gerilimi canlı tutuyor. Ancak Trump-Putin görüşmesi, bu baskının gelecekteki seyrini ve Rusya'nın enerji ihracat stratejilerini etkileyebilecek potansiyel bir yumuşama sinyali olarak algılanabilir. Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için petrol fiyatlarındaki bu tür düşüşler, enflasyonla mücadele ve cari açığın yönetimi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak, Ukrayna'daki çatışmaların geleceği ve ABD-Rusya ilişkilerinin seyri, küresel enerji piyasalarının uzun vadeli istikrarı üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir. Bu zirve, sadece petrol fiyatlarını değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki dengeleri de yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor.