Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Eylül ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verileri, tarım sektöründeki maliyet artışlarının hız kesmeden devam ettiğini gözler önüne serdi. Endeks, aylık bazda %2,16'lık bir yükseliş kaydederken, yıllık artış oranı %34,60 ile dikkat çekti. Bu rakamlar, özellikle gıda enflasyonuyla mücadele eden Türkiye ekonomisi için önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Tarımsal üretimde kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki bu sürekli yükseliş, çiftçilerin omuzlarındaki yükü artırarak hem üretim planlamalarını zorlaştırıyor hem de nihai tüketiciye yansıyan gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturuyor. Yılbaşından bu yana %26,48'lik, on iki aylık ortalamalara göre ise %32,19'luk artışlar, girdi enflasyonunun yapısal bir sorun haline geldiğini gösteriyor.
Girdi Maliyetlerindeki Yükselişin Detayları Endeksin ana gruplarına bakıldığında, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde bir önceki aya göre %2,29, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %36,01 gibi kayda değer bir artış yaşandı. Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise aylık %1,35, yıllık %26,60 oranında yükseldi. Bu durum, sadece mevcut üretimin maliyetini değil, aynı zamanda gelecekteki tarımsal kapasite artışını ve modernizasyonu da olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor.
Alt gruplar bazında incelendiğinde, maliyet artışlarının bazı kalemlerde çok daha keskin olduğu görülüyor:
Aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup, %6,76 artışla tohum ve dikim materyali oldu. Bu artış, yeni ekim dönemleri öncesinde çiftçilerin başlangıç maliyetlerini doğrudan yükseltiyor ve ürün çeşitliliği ile verimlilik üzerinde baskı yaratabilir. Yıllık değişimin zirvesinde ise %56,97'lik rekor bir artışla veteriner harcamaları yer aldı. Hayvancılık sektöründeki bu maliyet sıçraması, et ve süt ürünleri fiyatlarına kaçınılmaz olarak yansıyacak, dolayısıyla hayvansal protein kaynaklarına erişimi zorlaştıracaktır.
Tarımsal Üretim ve Tüketiciye Yansımaları Tarımsal girdi fiyatlarındaki bu istikrarlı yükseliş, maliyet enflasyonunun gıda sektöründeki en belirgin yansımalarından biridir. Çiftçiler, artan mazot, gübre, ilaç, tohum ve işçilik maliyetleri karşısında ya üretimden çekilme ya da ürün fiyatlarını artırma ikilemiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçilerin sürdürülebilirliğini tehdit ederken, tarımsal üretimin genel hacmini ve çeşitliliğini de olumsuz etkileyebilir.
Nihayetinde, tarımsal girdi enflasyonu doğrudan tüketiciye yansıyan gıda fiyatları olarak geri dönmektedir. Temel gıda maddelerindeki fiyat artışları, hane halkının alım gücünü düşürürken, genel enflasyonla mücadeleyi de zorlaştırmaktadır. Gıda güvenliği ve erişilebilirliği açısından kritik öneme sahip olan bu maliyet baskısı, uzun vadede tarım politikalarının gözden geçirilmesini ve çiftçilere yönelik daha etkin destek mekanizmalarının oluşturulmasını gerektirmektedir.





