Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olan süt ve süt ürünleri sektörü, son dönemde artan maliyetler ve düşen üretimle zorlu bir süreçten geçiyor. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) tarafından açıklanan son veriler, bu zorluğun boyutunu gözler önüne seriyor: Kasım 2025 itibarıyla 1 litre sıcak çiğ süt üretim maliyeti, bir önceki aya göre önemli bir artışla 23,77 TL/litreye ulaştı.Ekim ayında 23,09 TL olarak hesaplanan bu maliyet, sadece bir ay içinde 68 kuruşluk bir yükseliş kaydetti. Bu artış, sektördeki maliyet baskısının kronikleştiğini ve üreticilerin karlılık marjlarının giderek daraldığını gösteriyor. TÜSEDAD'ın hesaplamaları, günlük ortalama 30 litre süt veren, 100 baş sağmal kapasiteli modern bir işletmeyi baz alıyor. Bu model, sürü büyüklüğünün sabit tutulması ve reforme inekler yerine konacak düveler dışındaki düvelerin satılarak dengenin korunması prensibine dayanıyor. Hesaplamalarda, çiğ süt prim desteği ve buzağı desteği gibi kalemler 'gelir' olarak dikkate alınarak net maliyet ortaya konuluyor.Maliyet Artışının Temel Dinamikleri: Yem Fiyatları ve EnflasyonMaliyetteki bu yükselişin ardında yatan en önemli faktör, girdi fiyatlarındaki artışlar olarak öne çıkıyor. Derneğin paylaştığı bilgilere göre, özellikle kuru yonca otunda ortalama yüzde 10, dane arpada ortalama yüzde 7 ve fabrika yemlerinde meydana gelen fiyat artışları, rasyon maliyetlerini yukarı çekiyor. Her ne kadar gebe düve satış fiyatında ve kesim fiyatında oluşan artışlar, rasyon maliyetindeki yükselişi bir miktar dengelemeye çalışsa da, toplam maliyet üzerindeki baskı devam ediyor. Bu durum, Türkiye'deki genel enflasyonist ortamın tarım sektörüne ve özellikle hayvancılığa yansımasının somut bir göstergesi.Sektör ve Tüketici Üzerindeki EtkileriSüt üretim maliyetlerindeki bu sürekli artış, beraberinde ciddi riskler taşıyor. Bir yandan, üreticilerin karlılıkları azalıyor ve bu durum, yeni yatırımların önünü keserek uzun vadede üretim kapasitesinin daha da düşmesine neden olabilir. Diğer yandan, artan maliyetler kaçınılmaz olarak nihai ürün fiyatlarına yansıyacak, bu da tüketicilerin alım gücünü olumsuz etkileyecektir. Süt ve süt ürünleri, temel gıda maddeleri arasında yer aldığından, bu kalemlerdeki fiyat artışları genel gıda enflasyonunu daha da körükleyebilir.'Üreticinin artan maliyetler karşısında ayakta kalabilmesi için destek mekanizmalarının gözden geçirilmesi ve girdi fiyatlarındaki dalgalanmaların kontrol altına alınması kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, süt arzında daha büyük daralmalar yaşanabilir.'Bu durum, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik açısından da önemli endişeler yaratmaktadır. Süt sektöründeki bu maliyet baskısı, sadece üreticinin değil, tüm tedarik zincirinin ve nihayetinde her hanenin gündeminde yer almalıdır.Özetle, süt üretimindeki düşüş eğilimi devam ederken maliyetlerin yükselmesi, sektör için çift taraflı bir baskı oluşturuyor. Hükümetin ve ilgili paydaşların, üreticilere yönelik destekleri artırması ve girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik stratejiler geliştirmesi, hem sektörün geleceği hem de tüketicilerin uygun fiyatlı gıdaya erişimi açısından hayati önem taşımaktadır.
Ekonomi
Süt Üretim Maliyetleri Zirve Yapıyor: Raflara Yansıması Ne Olacak?
Türkiye'de süt üretimi düşerken, çiğ süt maliyetleri Kasım 2025'te 23,77 TL/litreye yükselerek yeni bir zirveye ulaştı. Ekim ayına göre 68 kuruşluk artış, özellikle yem giderlerindeki yükselişten kaynaklanıyor. Bu durum, hem üreticilerin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor hem de tüketiciler için süt ve süt ürünleri fiyatlarında kaçınılmaz artışların sinyalini vererek gıda enflasyonu baskısını artırıyor.
Selin Öztürk
•