Türkiye'de sporun finansmanı, geleneksel sponsorluk ve bağış kalıplarını kırarak yeni bir evreye giriyor. İş Portföy ve Türkiye Tenis Federasyonu (TTF) ortaklığında hayata geçirilen ‘İş Portföy TTF Tenise Destek Değişken Fonu’, sadece bir finansal ürün lansmanı olmanın ötesinde, spor ekonomisi için bir milat niteliği taşıyor. Bu girişim, sporun geleceğini güvence altına almak için sermaye piyasalarını bir kaldıraç olarak kullanma vizyonunu ortaya koyuyor.Sponsorluktan Yatırımcılığa: Yeni Bir DönemYıllardır sponsorluk anlaşmaları ve kamu/özel sektör bağışlarıyla ayakta durmaya çalışan spor federasyonları için bu model, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir gelir akışı vaat ediyor. Bu yapı, sporun finansal geleceğini anlık başarılara veya bireysel cömertliklere bağlı olmaktan çıkarıp, piyasa dinamiklerine dayalı profesyonel bir zemine oturtuyor.TTF Başkanı Şafak Müderrisgil'in de vurguladığı gibi, bu girişim bir yardım kampanyası değil, yatırımcısına getiri sağlamayı hedefleyen ve aynı zamanda sporun gelişimine hizmet eden çift amaçlı bir finansal enstrümandır. Bu yaklaşım, spor yönetimini daha şeffaf ve hesap verebilir kılma potansiyeli de taşıyor.Fonun performansı, yatırımcıların ilgisini doğrudan etkileyeceğinden, elde edilen kaynağın verimli kullanılması ve başarıya dönüştürülmesi kritik önem kazanıyor.Tematik Fon Piyasasına Yeni Bir SolukPeki, bu fon yatırımcı için ne anlama geliyor? Son yıllarda küresel çapta popülerleşen tematik fonlar, yatırımcılara sadece finansal getiri değil, aynı zamanda değerleriyle örtüşen alanlara yatırım yapma imkanı sunuyor. Tenis fonu, bu akımın Türkiye'deki en somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.Bu modelin yatırımcı ve spor ekosistemi için sunduğu temel avantajlar şöyle sıralanabilir:Sürdürülebilir Kaynak: Tenis için kesintisiz ve uzun vadeli bir finansman modeli oluşturur.Çifte Kazanç: Yatırımcılar, portföylerini çeşitlendirirken aynı zamanda milli sporcuların gelişimine doğrudan destek sağlamış olur.Şeffaflık ve Güvence: Fonun tüm varlıkları ve performansı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) denetiminde ve şeffaf bir şekilde yönetilir.Öncü Model: Başarılı olması durumunda, diğer spor federasyonları ve hatta kültür-sanat kurumları için bir prototip oluşturabilir.Potansiyel ve Gelecek VizyonuMilli tenisçi Zeynep Sönmez'in de belirttiği gibi, tenis gibi bireysel sporların uluslararası arenada başarıya ulaşması, yüksek maliyetli bir takım çalışması ve yoğun bir turnuva takvimi gerektiriyor. Bu fon, tam da bu noktada devreye girerek genç yeteneklerin finansal engellere takılmadan potansiyellerine ulaşmalarını hedefliyor.İş Portföy Genel Müdürü Burak Sezercan'ın 'diğer spor branşlarına ilham verebilir' sözü, projenin asıl vizyonunu özetliyor. Türkiye'nin spor ekonomisi, bu tür yenilikçi finansal ürünlerle daha profesyonel, öngörülebilir ve küresel rekabete açık bir yapıya kavuşabilir. Gözler şimdi, bu fonun piyasa performansı ve Türk tenisine sağlayacağı somut katkılarda olacak.

Finans
Sporda Finansman Devrimi: Tenis Fonu Yatırımcılarla Sahada
Türkiye'de spor finansmanında ezber bozan bir adım atıldı. İş Portföy ve TTF iş birliğiyle kurulan Tenise Destek Fonu, bağış modelini geride bırakarak yatırımcılara hem getiri hem de spora destek imkanı sunuyor. Bu model, sürdürülebilir kaynak yaratma potansiyeliyle diğer spor dalları için de yeni bir kapı aralıyor ve finansal piyasalarda yeni bir tematik yatırım alanı oluşturuyor.
Mustafa Koç
•
Bu makaleyi paylaş
Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!