Türkiye'nin stratejik tarım ürünlerinden biri olan şekerde, 2026/2027 pazarlama yılında uygulanacak kotalar Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla netleşti. Bu erken açıklama, sektör paydaşlarına uzun vadeli planlama yapma imkanı sunarken, yerli üretimin korunması ve gıda arz güvenliğinin sağlanması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kotaların Detaylı Analizi: Pancar Şekeri ve Nişasta Bazlı Şeker Belirlenen kotalara göre, 2026/2027 pazarlama yılında uygulanacak pancar şekeri A kotası 2.8 milyon ton olarak saptandı. Bu kota, doğrudan yurt içi tüketime sunulacak şeker miktarını belirliyor ve genellikle iç talebi karşılamaya yönelik bir gösterge niteliği taşıyor. A kotasının yüzde 3.5'i oranında belirlenen B kotası ise 99,304 ton ile rezerv ve ihracat amaçlı üretimi temsil ediyor. Bu oranlar, ülkenin şeker politikasında arz dengesini ve üreticiyi koruma önceliğini ortaya koyuyor. Öte yandan, gıda sanayisinde alternatif bir tatlandırıcı olan nişasta bazlı şeker (NBS) kotası, A kotasının sadece yüzde 2.5'i oranında, yani 72,750 ton olarak belirlendi. Bu düşük oran, Türkiye'nin şeker politikasında pancar şekerine verdiği önemi ve nişasta bazlı şeker kullanımını sınırlama eğilimini net bir şekilde gösteriyor. Bu durum, hem sağlık endişeleri hem de yerli pancar üreticisini destekleme amacı taşıyor.
Sektör ve Tüketici Üzerindeki Etkiler Yeni kotaların belirlenmesi, şeker sektöründeki tüm paydaşlar için önemli sonuçlar doğuracak:
Pancar Üreticileri: A kotasının yüksek tutulması, pancar çiftçileri için istikrarlı bir pazar ve gelir güvencesi anlamına geliyor. Bu, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği destekleyici bir faktör. Gıda Sanayisi: Şeker, birçok gıda ürününün temel girdisi olduğundan, belirlenen kotalar gıda üreticileri için arz güvenliği ve maliyet öngörülebilirliği sağlıyor. Ancak nişasta bazlı şeker kotasının düşük tutulması, bu alanda üretim yapan firmaları alternatif çözümler bulmaya veya pancar şekerine yönelmeye teşvik edebilir. Tüketiciler: Kotaların iç talebi karşılayacak düzeyde belirlenmesi, şeker fiyatlarında aşırı dalgalanmaların önüne geçerek tüketiciyi koruyucu bir etki yaratabilir. Ancak küresel piyasalardaki gelişmeler ve döviz kuru hareketleri de nihai fiyatlar üzerinde belirleyici olacaktır.
Ekonomik Perspektif ve Geleceğe Yönelik Beklentiler
Ekonomi uzmanları, şeker gibi temel gıda maddelerindeki kota uygulamalarının, özellikle gıda enflasyonuyla mücadele ve yerel üretimin teşviki açısından kritik bir araç olduğunu belirtiyor. Bu kotalar, Türkiye'nin kendi kendine yeterlilik hedeflerine ulaşmasında ve dışa bağımlılığı azaltmasında önemli bir rol oynuyor.
2026/2027 pazarlama yılı için açıklanan bu kotalar, Türkiye'nin tarım ve gıda politikalarındaki uzun vadeli vizyonunu yansıtıyor. Yerli üretimi desteklerken, piyasa dengelerini koruma ve tüketiciyi enflasyonist baskılardan koruma çabası, gelecek dönemde de ekonomi gündeminin önemli maddelerinden biri olmaya devam edecek. Sektörün bu yeni düzenlemelere nasıl adapte olacağı ve küresel şeker piyasasındaki gelişmelerin iç dinamikleri nasıl etkileyeceği yakından takip edilecek.





