Reel Sektörün Döviz Açığı Geriledi: İstikrar Arayışının İşareti mi?
Ekonomi

Reel Sektörün Döviz Açığı Geriledi: İstikrar Arayışının İşareti mi?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, reel sektörün net döviz pozisyonu açığı Eylül 2025'te 979 milyon dolar azalarak 182,37 milyar dolara geriledi. Bu iyileşme, firmaların döviz varlıklarını yükümlülüklerinden daha hızlı artırmasıyla gerçekleşti. Özellikle yurt içi banka mevduatları ve yurt dışı doğrudan yatırımlardaki artış dikkat çekerken, bu trend ekonomik istikrar ve kur şoklarına karşı direnç açısından olumlu bir sinyal olarak yorumlanıyor.

Türkiye ekonomisinde uzun süredir kritik bir gösterge olarak takip edilen reel sektörün net döviz pozisyonu açığı, Eylül 2025 itibarıyla önemli bir iyileşme kaydetti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, finansal kesim dışındaki firmaların döviz açığı bir önceki aya göre 979 milyon dolar azalarak 182,37 milyar dolara geriledi. Bu gelişme, şirketlerin kur risklerini yönetme çabaları ve makroekonomik politikaların reel sektör üzerindeki yansımaları açısından dikkat çekici.Varlık ve Yükümlülük Dinamikleri: Dengelenme ÇabasıEylül ayındaki bu olumlu tablo, firmaların döviz varlıklarını 3,37 milyar dolar artırırken, döviz yükümlülüklerinin 2,39 milyar dolar yükselmesiyle oluştu. Varlık tarafındaki bu daha güçlü artış, net pozisyon açığının daralmasında kilit rol oynadı. Bu durum, şirketlerin döviz gelirlerini veya mevcut dövizlerini daha etkin bir şekilde değerlendirerek bilançolarını güçlendirme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Özellikle son dönemde uygulanan sıkı para politikaları ve makro ihtiyati tedbirlerin, firmaları daha ihtiyatlı döviz yönetimine yönelttiği düşünülüyor.Döviz Varlıklarının Detaylı Analizi: Nereden Geliyor Bu Artış?Varlık dağılımındaki değişimler, reel sektörün stratejik tercihlerine dair önemli ipuçları sunuyor:Yurt İçi Banka Mevduatları: 2,1 milyar dolarlık artışla en büyük payı alan yurt içi bankalardaki döviz mevduatları, firmaların kısa vadeli likidite yönetimi ve olası kur dalgalanmalarına karşı korunma arayışını yansıtıyor. Bu, aynı zamanda yerel bankacılık sistemine duyulan güvenin bir göstergesi olarak da okunabilir.Yurt Dışına Doğrudan Sermaye Yatırımları: 850 milyon dolarlık artış, Türk şirketlerinin küresel pazarlardaki genişleme iştahının devam ettiğini veya yurt dışındaki operasyonel ihtiyaçlar için döviz rezervlerini güçlendirdiğini gösteriyor. Bu kalemdeki artış, uzun vadeli büyüme stratejilerinin bir parçası olabilir.Türev Varlıklar: 619 milyon dolarlık yükseliş, şirketlerin kur riskinden korunma (hedging) faaliyetlerine daha fazla ağırlık verdiğini ortaya koyuyor. Özellikle dalgalı kur rejimlerinde, türev ürünler finansal risk yönetiminde kritik bir rol oynar.Menkul Kıymetler: 126 milyon dolarlık artış, firmaların atıl dövizlerini değerlendirme ve portföy çeşitlendirme çabalarını işaret ediyor.İhracat Alacakları: Dikkat çekici bir şekilde, ihracat alacakları 342 milyon dolar azaldı. Bu durum, ya ihracat hacminde geçici bir düşüşe ya da firmaların alacak tahsilatlarını hızlandırma yönündeki proaktif adımlarına işaret edebilir. Ancak genel varlık artışı göz önüne alındığında, tahsilat hızının artması daha olası bir senaryodur.Ekonomik İstikrara Katkısı ve Gelecek BeklentileriReel sektörün döviz açığındaki daralma, Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı direncini artırma potansiyeli taşıyor. Daha düşük bir açık, şirketlerin kur hareketlerinden daha az etkilenmesi anlamına gelirken, bu da finansal istikrarı destekleyen önemli bir faktördür. Özellikle enflasyonla mücadele ve makroekonomik dengelenme sürecinde, reel sektörün döviz pozisyonundaki iyileşme, Merkez Bankası'nın politikalarına da alan açabilir.Ancak, bu olumlu trendin sürdürülebilirliği, küresel ekonomik koşullar, emtia fiyatları ve yurt içi para politikalarının seyrine bağlı olacaktır. Şirketlerin döviz varlıklarını artırma eğiliminin devam etmesi, hem operasyonel risklerini azaltacak hem de ülkenin genel finansal sağlığına katkıda bulunacaktır. Önümüzdeki dönemde, bu eğilimin devam edip etmeyeceği ve reel sektörün borçlanma dinamiklerinin nasıl şekilleneceği yakından izlenmelidir."Reel sektörün döviz açığındaki daralma, kur şoklarına karşı bir tampon oluşturarak ekonomik kırılganlıkları azaltma yolunda atılmış önemli bir adımdır. Ancak sürdürülebilirlik için yapısal reformlar ve öngörülebilir politikalar elzemdir."

Bu makaleyi paylaş

Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!

İlgili Haberler