Raflardaki fiyat istikrarının temeli tarlada atılıyor

HT tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Zirvesi'nin ilk oturumunda gıda güvencesi ve kalite yönetimi ele alındı.GDP yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Perakendecilik Sektör Meclisi Başkanı Alp Önder Özpamukçu'nun moderatörlüğünü yaptığı oturuma Doktar CEO’su Tanzer Bilgen ve Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali konuşmacı olarak katıldı.Gıdanın organizeleşmiş payını 2024 yılı itibari ile 1 trilyon lirayı aştığını dile getiren Özpamukçu, "Tarım bu tedarik zincirinin başıdır, bu nedenle güçlendirilmesi gerekir. Raflardaki fiyat istikrarının temeli ise bu nedenle tarlada atılır. Potansiyelin perakendeye yansıtılması ulaştırma ve destek politikaları ile mümkün ve arz talep dengesine göre bölgesel üretim planlaması gerekiyor. Çiftçiye sağlanacak etkili maliyet kontrolü ve dijital tarıma geçilmesi verimliliği sağlayacak kritik noktalar olarak görülüyor. Gençlerin bu bağlamda tarıma katılması önemli" diye konuştu.Aracıların sistemi verimsiz hale getirdiği noktalar olduğunu ifade eden Ali Kırali, Tedarik Zinciri Yönetimi konulu konuşmasında, "Üretim iklim krizinden dolayı hali hazırda zor, bu sene ise hem kuraklık hem don olayı yaşandı. Savaşlar ve pandemi gibi dışsal faktörler yapısal faktörlerle birleşip piyasayı bozuyor.Üretim miktarını korumak ve aracılardan kaynaklanan sorunların azaltmak için verimlilik gerekiyor. Lisanslı depolar bu bağlamda özel sektör tarafından işletilen ama devlet kontrolünde olan, sahada üretilen altın değerindeki ürünü depolarken kaybetmemeyi sağlar. Ülkenin gıda güvenliği açısından son 15-20 yıldaki en somut projelerden bir tanesi olarak görülüyor. Son 5-6 senede kapasiteyi 3 katına çıkartmış durumda.Ürün fiyatları ise manipülasyona açık. Adil fiyat ve çiftçinin finansmanı çok önemli. Piyasa gözetimi ilk defa tarımsal emtia tarafına taşınması bu nedenle oldukça kritik" ifadelerini kullandı.Tanzer Bilgen’in konuşması (İklim değişikliği ve Doğal Afetler): Doktar şirketinde biyoçeşitlilik, toprağın sağlığı hakkında çalışmalar yapıldığı bilgisini veren Tanzer Bilgen de, İklim değişikliği ve Doğal Afetler konulu konuşma yaptı. Bilgen, "Kültürel dönüşüm kritik çünkü çiftçilerin teknolojiye adaptasyonu uzun sürebiliyor.Suyu efektif kullanmak damlama yöntemi ile mümkün, bu eylemler sonucunda karbon ayak izi de azaltılıyor. Şirket çiftçileri destekleyip hem tarımı daha efektif hale getiriyor hem de kaynaklar daha doğru kullanıldığı için maddi avantajlar da sağlanıyor.Tarımda teknoloji: Sulama ile ilgili sıkıntılar ne yazık ki var. Türkiye’de daha progresif olunması lazım. Zihni engeller var fakat iklim değişikliğine bir an önce adapte olunması gerekiyor.Sahra Çölü’nün buharlaşmanın artması ile birlikte Akdeniz havzasına doğru kayacağı öngörülüyor. Dolayısıyla, özellikle çiftçilerin su konusunda çok dikkatli olması ve alternatif yollara açık olmaları gerekir. Ayrıca topraktaki organik madde seviyesine bağlı olan suyun topraktaki verimliliğini arttırmak da bir o kadar önemli.Üretim teknolojileri suyu kıt bir kaynak olarak gördüğü sürece ve alternatif yollar bulundukça tarımın konumu daha iyi yerlere gelecektir" değerlendirmesini yaptı.