Küresel enerji piyasaları, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve müttefiklerinden oluşan OPEC+ grubunun 4 Ocak’ta gerçekleştireceği aylık video konferansa kilitlenmiş durumda. Suudi Arabistan ve Rusya’nın öncülük ettiği kilit üreticilerin, Kasım ayında alınan ve bu yılın başında hızla artırılan üretimin ardından ilk çeyrekte yeni arz artışlarını durdurma kararına sadık kalması bekleniyor. Bu duruş, 2025 yılına girerken petrol fiyatlarının seyrini belirleyecek kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.Küresel Petrol Piyasasında Zorlu Bir YılHam petrol vadeli işlemleri, geride bırakmaya hazırlandığımız yılda yüzde 17 oranında değer kaybederek, 2020'deki pandemi döneminden bu yana en büyük yıllık düşüşünü kaydetti. Bu düşüşte, hem OPEC+ grubundan hem de diğer rakiplerden gelen arzın artması hem de küresel talep artışının yavaşlaması etkili oldu. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) gibi önde gelen kuruluşlar, gelecek yıl için rekor düzeyde arz fazlası öngörürken, genellikle daha iyimser tahminleriyle bilinen OPEC sekreteryası bile sınırlı bir fazlaya işaret ediyor. Bu tablo, grubun üretim politikasındaki temkinli duruşunun temelini oluşturuyor.Jeopolitik Riskler ve Arz GüvenliğiOPEC+’nın son toplantısı, küresel petrol piyasalarında artan jeopolitik belirsizliklerin gölgesinde gerçekleşiyor. Bu belirsizlikler, arz güvenliği üzerinde potansiyel riskler yaratmaya devam ediyor:Venezuela: ABD’nin ülkenin petrolünü taşıyan tankerlere yönelik ablukası ve takibi nedeniyle kuyularını kapatmak zorunda kaldı. Bu durum, ülkenin üretim kapasitesini ciddi şekilde etkiliyor.Rusya-Ukrayna Çatışması: Rus petrol altyapısı ve tankerleri Ukrayna tarafından hedef alınırken, bu saldırılar ittifakın bir diğer önemli üyesi olan Kazakistan’ın petrol ihracatını da dolaylı yoldan etkiledi.Suudi Arabistan-BAE İlişkileri: Grup lideri Suudi Arabistan ile komşusu Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki Yemen’deki savaş nedeniyle ortaya çıkan gerilimler, bölgesel istikrarsızlık riskini artırıyor.Bu jeopolitik faktörler, küresel arz dengesini her an değiştirebilecek potansiyele sahip olsa da, an itibarıyla piyasaların ana gündemi, yavaşlayan talep ve mevcut arz fazlası beklentileri olarak öne çıkıyor.OPEC+'nın Stratejik Hamlesi: Fiyat İstikrarı ÖnceliğiOPEC+ grubu, Nisan ayında piyasaları şaşırtarak 2023’ten bu yana kısıtlanan arzın yeniden devreye alınmasını hızlandırmıştı. Üyeler, günlük 2,2 milyon varillik ilk üretim diliminin hızla geri getirilmesini kabul etmiş, ardından ikinci bir katmanın daha yavaş biçimde devreye alınmasına başlamıştı. Ancak, geçen ay alınan karar ile bu sürecin durdurulması, grubun piyasa istikrarını koruma ve fiyat düşüşlerini engelleme konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu stratejik duraklama, özellikle küresel ekonomik büyümedeki yavaşlama ve alternatif enerji kaynaklarına yönelimin arttığı bir dönemde, petrol gelirlerine bağımlı ülkeler için hayati önem taşıyor.“OPEC+’nın üretimde duraklama kararı, küresel ekonomik görünümdeki belirsizliklere ve artan arz fazlası riskine karşı atılmış ihtiyatlı bir adımdır. Bu, grubun piyasa payından ziyade fiyat istikrarına öncelik verdiğinin açık bir işaretidir.”Türkiye Ekonomisi İçin AnlamıTürkiye gibi net enerji ithalatçısı ülkeler için, küresel petrol fiyatlarındaki istikrar veya ılımlı düşüşler genellikle olumlu karşılanır. OPEC+’nın üretim artışlarını durdurarak fiyatları destekleme çabası, aşırı volatiliteyi önleyebilir. Ancak, bu durum aynı zamanda petrol fiyatlarının belirli bir seviyenin altına inmesini de zorlaştıracaktır. Uzun vadede, stabil petrol fiyatları Türkiye’nin cari açığı ve enflasyon hedefleri üzerinde dengeleyici bir etki yaratabilirken, olası bir keskin fiyat yükselişi enerji maliyetlerini artırarak enflasyonist baskıları tetikleyebilir. Bu nedenle, OPEC+ kararları, Türkiye ekonomisinin makro göstergeleri açısından yakından takip edilmeye devam edecektir.
Ekonomi
Petrol Piyasasında Kritik Viraj: OPEC+'dan Üretim Duraklaması Sinyali
OPEC+’nın 4 Ocak’taki toplantısında üretim artışlarını durdurma kararına bağlı kalması bekleniyor. Bu karar, ham petrol vadeli işlemlerinin bu yıl %17 değer kaybettiği ve küresel arz fazlası beklentilerinin arttığı bir döneme denk geliyor. Jeopolitik gerilimler arz güvenliğine gölge düşürse de, grubun önceliği fiyat istikrarını sağlamak. Bu durum, enerji ithalatçısı ülkeler için enflasyon ve cari denge açısından ılımlı bir sinyal taşıyor.
Esra Çelik
•