Petrol Piyasasında Geopolitik Rüzgarlar: Toparlanma Sürdürülebilir mi?

Küresel enerji piyasalarında çalkantılı bir haftanın ardından petrol fiyatları, Çarşamba günü yaşanan keskin düşüşün şokunu atlatmaya çalışıyor. Asya piyasalarında Perşembe sabahı gözlenen sınırlı toparlanma, yatırımcıların dikkatini yeniden jeopolitik dinamiklere çevirdi. Ancak bu yükselişin ardında yatan temel faktörler ve piyasayı bekleyen belirsizlikler, uzun vadeli bir istikrar sinyali vermekten uzak.Jeopolitik Hamleler Fiyatları Nasıl Etkiliyor?Petrol fiyatlarındaki kısmi yukarı yönlü hareket, ABD'nin enerji diplomasisindeki agresif tutumuyla doğrudan ilişkili. Washington'ın Hindistan üzerinde Rus petrolü ithalatını kısıtlama yönündeki baskısının yeniden gündeme gelmesi, piyasalarda arz fazlası endişelerini geçici olarak hafifletti. Özellikle ABD Başkanı Trump'ın, Hindistan Başbakanı Modi'nin Rus petrolü alımını durdurmayı kabul ettiğini açıklaması, kısa vadeli bir rahatlama yarattı. Trump'ın benzer baskıyı Çin üzerinde de kurmayı planladığını belirtmesi, bu jeopolitik hamlelerin küresel enerji akışını yeniden şekillendirme potansiyelini gözler önüne seriyor."Hindistan'ın Rus petrolü alımını durdurma kararı ve Çin üzerindeki potansiyel baskı, piyasaya kısa süreli bir arz kısıtlaması beklentisi aşıladı. Ancak bu, temel arz-talep dengesindeki yapısal sorunları çözmekten çok uzak."Bu gelişmelerle birlikte, ABD ham petrolü (WTI) varil başına %0,91 artışla 58,80 dolar seviyesinden, Brent petrolü ise %0,89 yükselişle 62,46 dolar seviyesinden işlem görmeye başladı. Bu toparlanma, WTI ve Brent fiyatlarının son beş ayın en düşük seviyelerine gerilediği dünkü sert düşüşün ardından geldi.Küresel Arz ve Talep Dengesinde Kritik SinyallerPiyasa, jeopolitik manevraların ötesinde, küresel arz ve talep dengesine ilişkin derin belirsizliklerle boğuşmaya devam ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), önemli bir uyarıda bulunarak, OPEC+ ve diğer üreticilerin üretimi artırmaya devam etmesi halinde küresel petrol fazlasının 2026'da beklenenden daha büyük olabileceği riskine dikkat çekti. Bu durum, piyasada uzun vadeli bir arz fazlası baskısının devam edeceğine işaret ediyor.Talep tarafında ise, ABD-Çin ticaret gerilimleri en büyük gölgeyi oluşturuyor. Artan gümrük tarifelerinin her iki ekonomide de büyümeyi zayıflatabileceği endişesi, küresel petrol talebi beklentilerini aşağı çekiyor. Zayıflayan küresel büyüme, enerji talebinde daralmaya yol açarak fiyatlar üzerinde ek bir baskı unsuru oluşturabilir.Piyasadaki belirsizliği artıran bir diğer önemli faktör de ABD'den gelen stok verileri. Ham petrol stoklarında belirgin bir artış yaşanması, iç piyasadaki arz fazlasının fiyatlar üzerinde baskı yaratmaya başladığını gösteriyor. Bu durum, küresel arz fazlası endişelerini daha da pekiştiriyor.Arz Fazlası Riski: IEA'nın 2026 uyarısı ve OPEC+'nın potansiyel üretim artışı.Talep Zayıflığı: ABD-Çin ticaret savaşının küresel büyümeye ve dolayısıyla petrol talebine olumsuz etkisi.Stok Artışı: ABD ham petrol stoklarındaki yükseliş, yerel piyasada arz fazlasına işaret ediyor.Türkiye Ekonomisi İçin Petrol Fiyatlarının AnlamıPetrol fiyatlarındaki her dalgalanma, Türkiye gibi enerji ithalatına bağımlı ülkeler için kritik öneme sahiptir. Küresel piyasalardaki bu belirsizlik ve fiyat oynaklığı, Türkiye ekonomisi üzerinde doğrudan etkiler yaratabilir. Yüksek petrol fiyatları, cari açığı genişleterek enflasyonist baskıları artırabilirken, aşırı düşük fiyatlar ise küresel ekonomik yavaşlamanın bir göstergesi olarak dış talep üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Bu nedenle, petrol piyasasındaki jeopolitik ve ekonomik gelişmeler, Türkiye'nin makroekonomik istikrarı açısından yakından takip edilmesi gereken bir gösterge olmayı sürdürüyor.Sonuç olarak, petrol piyasası kısa vadede jeopolitik manevralarla desteklense de, uzun vadeli arz fazlası endişeleri ve küresel talep görünümündeki zayıflık, fiyatlar üzerinde baskı oluşturmaya devam edecektir. Yatırımcılar ve politika yapıcılar, bu karmaşık dengeyi dikkatle izlemelidir.