2025 yılının son çeyreğine yaklaşırken, küresel ekonomideki belirsizlikler ve merkez bankalarının sıkı para politikaları, dünya genelinde finans piyasalarını etkilemeye devam ediyor. Bu durum, Türkiye piyasalarında da döviz kurları ve Borsa İstanbul üzerinde hissedilir bir dalgalanma yaratıyor. Yatırımcılar, hem uluslararası gelişmelerin hem de yurt içi ekonomik göstergelerin seyrini dikkatle izliyor.Özellikle küresel enflasyonla mücadeledeki kararlılık, büyük ekonomilerin faiz artırım döngülerinin ne zaman sona ereceğine dair beklentileri şekillendiriyor. Bu beklentiler, gelişmekte olan piyasalar, dolayısıyla Türkiye için sermaye akışları ve kur dinamikleri açısından belirleyici oluyor.Döviz Kurlarında Son Durum ve BeklentilerSon dönemde, Dolar/TL ve Euro/TL paritelerinde gözlenen hareketlilik, küresel piyasalardaki risk iştahı ve Türkiye'nin makroekonomik görünümüne ilişkin algılarla yakından ilişkili. Uzmanlar, küresel çapta doların güçlenmeye devam etmesinin, gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde baskı oluşturduğunu belirtiyor. Ancak Türkiye'nin uyguladığı ortodoks politikaların, bu baskıyı bir nebze dengeleyebileceği öngörülüyor.“Küresel enflasyonun zirve yapıp yapmadığına dair sinyaller ve büyük merkez bankalarının faiz patikaları, döviz kurlarının kısa vadeli yönünü tayin edecek ana faktörler olacaktır. İçeride ise cari denge ve rezervlerdeki iyileşme çabaları kilit rol oynuyor.”Piyasalar, özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonla mücadeledeki kararlılığını ve atacağı adımları yakından takip ediyor. Beklentiler, enflasyonun kademeli olarak düşüşe geçmesiyle birlikte, kur üzerindeki baskının da hafifleyebileceği yönünde.Borsa İstanbul'da Hareketlilik ve Sektörel OdaklarBorsa İstanbul, küresel piyasalardaki dalgalanmalara rağmen belirli sektörlerde güçlü performans sergilemeye devam ediyor. Özellikle bankacılık, sanayi ve teknoloji hisseleri, yatırımcıların radarında kalmaya devam ediyor. Ancak genel endeks üzerinde zaman zaman kar satışları ve küresel risk algısındaki değişimler etkili olabiliyor.Bankacılık Sektörü: Yüksek faiz ortamından ve kredi büyümesinden olumlu etkilenme potansiyeli.Sanayi Sektörü: İhracat performansı ve kapasite kullanım oranları ile ön planda.Teknoloji Şirketleri: Dijitalleşme trendi ve inovasyon odaklı büyüme potansiyeli.Analistler, BIST 100 Endeksi'nin, yüzde 1.5'lik bir günlük değişimle kapanış yapmasının ardından, önümüzdeki dönemde şirket bilançolarının ve açıklanacak makroekonomik verilerin piyasa yönü üzerinde belirleyici olacağını vurguluyor. Özellikle kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarından çıkış ve bu fonların borsaya yönelme potansiyeli, piyasada önemli bir beklenti yaratıyor.Geleceğe Yönelik Beklentiler ve RisklerPiyasalar, önümüzdeki dönemde açıklanacak enflasyon verileri, büyüme rakamları ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının raporlarını dikkatle izleyecek. Küresel ticaretteki yavaşlama, enerji fiyatlarındaki oynaklık ve jeopolitik gerilimler, Türk piyasaları için başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor. Ancak, Türkiye ekonomisinin dinamik yapısı ve uygulanan politika setinin istikrarı sağlaması durumunda, pozitif ayrışma potansiyeli de bulunuyor.Yatırımcıların, piyasalardaki bu karmaşık ortamda, bilinçli ve uzun vadeli stratejilerle hareket etmeleri büyük önem taşıyor. Kısa vadeli dalgalanmalar yerine, temel göstergeleri ve şirket değerlemelerini esas alan yaklaşımlar, daha sağlıklı sonuçlar verebilir.

Finans
Küresel Belirsizlikler Gölgesinde Türk Piyasaları: Dolar ve Borsa Ne Yönde?
Küresel enflasyon endişeleri ve merkez bankalarının sıkılaşma adımları, Türk finans piyasalarında dalgalanmaları artırıyor. Yatırımcılar, döviz kurları ve Borsa İstanbul'daki güncel hareketliliği yakından takip ederken, iç dinamikler ve dış gelişmeler arasındaki denge kritik önem taşıyor. Uzmanlar, önümüzdeki döneme ilişkin temkinli bir iyimserlik sergiliyor.
Selin Öztürk
•
Bu makaleyi paylaş
Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!