Kur Korumalı Mevduat Azalırken Şirketler Neden Döviz Biriktiriyor?
Son haftalarda Kur Korumalı Mevduat (KKM) hacminde gözle görülür bir düşüş yaşanırken, tüzel kişilerin döviz mevduatlarında dikkat çekici bir artış kaydedildi. Bu çelişkili tablo, ekonomik aktörlerin geleceğe yönelik beklentileri ve risk algıları hakkında önemli ipuçları sunuyor. KKM'den çıkışın hızlanması de-dolarizasyon çabalarını desteklerken, kurumsal döviz talebi döviz piyasalarındaki dinamikleri yeniden şekillendiriyor.
Mehmet Aydın
•
Türkiye ekonomisinde son dönemde uygulanan sıkı para politikaları ve de-dolarizasyon stratejileri meyvelerini vermeye başlarken, finansal piyasalardaki bazı göstergeler karmaşık bir tablo çiziyor. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 28 Kasım haftasında döviz mevduatlarında parite etkisinden arındırılmış 320 milyon dolarlık bir artış yaşandı. Bu artışın neredeyse tamamının tüzel kişilerin döviz hesaplarından kaynaklanması, şirketlerin döviz pozisyonlarına yönelik stratejilerini yeniden gündeme getirdi.
KKM'de Sona Yaklaşım ve De-dolarizasyon Çabaları
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri, aynı haftada Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında önemli bir gerileme olduğunu gösteriyor. KKM hacmi, yüzde 5,6 düşüşle 17 milyar TL'ye indi. Bu düşüş, KKM'nin ekonomik hayattaki rolünün azalmaya başladığına ve programın sonuna yaklaşıldığına dair güçlü bir işaret olarak yorumlanabilir.
KKM'deki hızlı düşüş, Hazine ve Merkez Bankası'nın de-dolarizasyon hedefleri açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ancak, KKM'den çıkan fonların nereye yöneldiği, özellikle de döviz mevduatlarına kayıp kaymadığı, piyasa istikrarı açısından kritik önem taşıyor.
De-dolarizasyon Etkisi: KKM'nin azalması, Türk Lirası varlıklara olan güveni artırma ve döviz talebini azaltma yönündeki politikaların bir yansıması.
Mali Yükün Azalması: KKM'nin maliyeti, hem Hazine hem de TCMB üzerinde önemli bir yük oluşturuyordu. Hacmin küçülmesi, bu yükün hafiflemesine katkı sağlayacak.
Alternatif Yatırım Arayışı: KKM'den çıkan yatırımcıların, enflasyonla mücadele döneminde reel getiri sunabilecek alternatif TL enstrümanlarına yönelmesi bekleniyor.
Kurumsal Döviz Talebinin Arka Planı: Neden Bir Artış Var?
Tüzel kişilerin döviz mevduatlarında görülen 320 milyon dolarlık artış, KKM'deki düşüşle birlikte ele alındığında daha da anlam kazanıyor. Bu durum, şirketlerin döviz pozisyonlarını güçlendirme veya gelecekteki döviz ihtiyaçlarını karşılama eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu artışın ardında yatan temel nedenler şöyle sıralanabilir:
İthalat İhtiyaçları: Özellikle enerji ve ara malı ithalatına bağımlı sektörlerde faaliyet gösteren şirketler, gelecekteki ithalat ödemeleri için döviz biriktirme yoluna gidebilir.
Kur Riski Yönetimi: Yüksek enflasyon ve geçmişteki kur oynaklıkları, şirketlerin kur riskine karşı korunma güdüsünü artırıyor. Bu da döviz tutma eğilimini güçlendirebilir.
Yatırım ve Genişleme Planları: Uluslararası ticarette veya yurt dışı yatırımlarda bulunan şirketler, operasyonel ihtiyaçları veya gelecekteki büyüme planları için döviz rezervlerini artırabilir.
Belirsizlik Algısı: Ekonomik görünümdeki belirsizlikler, şirketleri daha temkinli olmaya ve likit döviz varlıklarını artırmaya itebilir.
Piyasalar ve Ekonomi İçin Çıkarımlar
Bu iki zıt eğilimin bir arada yaşanması, Türkiye ekonomisinin mevcut dinamikleri hakkında önemli çıkarımlar sunuyor. Bir yandan KKM'den çıkışın hızlanması, para politikasının etkinliğini artırma ve finansal istikrarı güçlendirme potansiyeli taşırken, diğer yandan kurumsal döviz talebinin devam etmesi, döviz piyasaları üzerindeki baskıyı tamamen ortadan kaldırmadığını gösteriyor.
Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadeledeki kararlılığı ve sıkı para politikası duruşu, Türk Lirası'na olan güveni artırma hedefi taşıyor. Ancak, şirketlerin döviz biriktirme eğilimi, bu güvenin henüz tam olarak tesis edilemediği veya şirketlerin kendi risk yönetimi stratejilerini ön planda tuttuğu şeklinde yorumlanabilir. Gelecek dönemde, KKM'den çıkışın hızlanmasıyla birlikte, bu fonların TL varlıklara yönelmesinin sağlanması, döviz piyasalarındaki istikrar açısından kritik bir adım olacaktır.