Kredi Büyümesi Hızlandı: Ekonomik Canlanma ve Takipteki Alacaklar

Türkiye ekonomisinde kredi piyasaları, 12 Aralık haftasında güçlü bir ivme kazanarak dikkatleri üzerine çekti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan son haftalık bülten, hem ticari hem de tüketici kredilerinde belirgin bir hızlanma olduğunu ortaya koydu. Bu durum, bir yandan ekonomik aktivitedeki canlanma sinyallerini güçlendirirken, diğer yandan artan takipteki alacaklar nedeniyle potansiyel riskleri de beraberinde getiriyor. Toplam kredi hacmi 22,45 trilyon lirayı aşarak yeni bir eşiğe ulaştı.BDDK verilerine göre, bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi, 12 Aralık haftasında yaklaşık 268,8 milyar lira gibi kayda değer bir artışla 22 trilyon 457 milyar 783 milyon liraya yükseldi. Bu artışın arkasında hem tüketici hem de ticari kredilerdeki güçlü performans yatıyor.Özellikle 13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış ticari kredi büyümesi, önceki hafta yüzde 22,4 seviyesindeyken, 12 Aralık haftasında yüzde 26,2'ye çıkarak önemli bir hızlanma gösterdi. Bu, şirketlerin yatırım ve işletme sermayesi ihtiyaçlarının arttığına veya mevcut borçlarını yeniden yapılandırdığına işaret edebilir. Ekonomik büyüme beklentileri ve artan maliyetler karşısında firmaların finansman arayışları bu yükselişte etkili olmuş olabilir.Tüketici kredilerindeki büyüme de benzer bir ivme yakaladı. Önceki hafta yüzde 50,5 olan yıllıklandırılmış büyüme, aynı dönemde yüzde 52,1'e yükseldi. Bu artış, hanehalkının tüketim harcamalarını destekleyici bir faktör olarak öne çıkıyor. Tüketici kredilerinin toplam tutarı 41,5 milyar lira artışla 2 trilyon 830 milyar 90 milyon liraya ulaştı. Bu tutarın dağılımı ise şöyle:Konut kredileri: 666 milyar 615 milyon liraTaşıt kredileri: 50 milyar 363 milyon liraİhtiyaç kredileri: 2 trilyon 113 milyar 112 milyon liraİhtiyaç kredilerindeki yüksek pay, tüketicilerin kısa vadeli nakit ihtiyaçlarını karşılamada kredi kullanımına yöneldiğini gösteriyor. Bu durum, enflasyonist ortamda alım gücünü koruma çabası veya ertelenmiş taleplerin karşılanması şeklinde yorumlanabilir.Takipteki Alacaklar ve Öz Kaynaklar: Finansal Sağlık GöstergeleriKredi büyümesindeki bu hızlanma olumlu bir tablo çizse de, bankacılık sektörünün takipteki alacaklar (NPL) kalemindeki artış, dikkatle izlenmesi gereken bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. 12 Aralık itibarıyla takipteki alacaklar, önceki haftaya göre 4 milyar 830 milyon lira artarak 569 milyar 6 milyon liraya yükseldi. Bu artış, kredi geri ödemelerinde bazı zorlukların yaşanmaya başladığına dair bir sinyal olabilir. Bankaların bu alacaklar için 421 milyar 196 milyon lira özel karşılık ayırması, potansiyel kayıplara karşı hazırlıklı olduklarını gösterse de, NPL oranının seyrini yakından takip etmek kritik önem taşıyor.Diğer yandan, bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları da aynı dönemde 2 milyar 884 milyon lira artışla 4 trilyon 842 milyar 215 milyon liraya ulaştı. Öz kaynaklardaki bu artış, sektörün finansal dayanıklılığını ve olası şoklara karşı direncini güçlendiren bir faktördür. Güçlü öz kaynak yapısı, artan kredi hacmi ve potansiyel riskler karşısında bankaların sermaye yeterliliğini korumasına yardımcı olacaktır.Ekonomik Görünüm ve Gelecek BeklentileriTicari ve tüketici kredilerindeki ivmelenme, Türkiye ekonomisinde belirli bir canlanma ve talep artışının göstergesi olarak yorumlanabilir. Özellikle ticari kredilerdeki artış, reel sektörün yatırım ve üretim iştahının yeniden yükseldiğine dair umut verici sinyaller sunuyor. Ancak, tüketici kredilerindeki yüksek büyüme ve takipteki alacaklardaki artış, hanehalkı borçluluğu ve kredi kalitesi açısından dikkatli bir değerlendirme gerektiriyor.Önümüzdeki dönemde, Merkez Bankası'nın para politikaları, enflasyonun seyri ve genel ekonomik koşullar, kredi büyümesinin sürdürülebilirliği ve risklerin yönetimi üzerinde belirleyici olacak. Bankacılık sektörü, hem ekonomik büyümeyi destekleme hem de finansal istikrarı koruma arasında hassas bir dengeyi sürdürmek zorunda kalacak.