JPMorgan'dan Çin Hisselerine 'Ağırlık Artır' Tavsiyesi: Riskler ve
JPMorgan Chase & Co., Çin hisse senetleri için tavsiyesini "ağırlık artır" seviyesine yükselterek, gelecek yıl büyük getirilerin olası kayıplardan daha ağır bastığını belirtti. Banka stratejistleri, yapay zeka ve tüketim önlemleri gibi destekleyici faktörlere işaret ederken, Morgan Stanley ise belirsiz kurumsal kazançlar ve gayrimenkul sektöründeki Vanke krizi nedeniyle temkinli bir duruş sergiliyor. Bu durum, Çin piyasalarındaki çifte yönlü risk ve fırsat algısını gözler önüne seriyor.
Esra Çelik
•
Küresel finans devi JPMorgan Chase & Co., Çin hisse senetleri piyasasına yönelik yatırım tavsiyesini "ağırlık artır" seviyesine yükselterek dikkatleri üzerine çekti. Banka, önümüzdeki yıl büyük getiriler elde etme potansiyelinin, önemli kayıplar yaşanması riskinden daha ağır bastığını ifade etti. Bu cesur adım, Çin piyasalarının son dönemdeki dalgalı seyrine rağmen, uzun vadeli potansiyele inancın bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
JPMorgan'ın İyimser Bakışı: Neden Şimdi?
Rajiv Batra liderliğindeki JPMorgan stratejistleri, yayımladıkları analizde, Çin hisselerinin bu yılki performansının büyük bir kısmını geri verdiğini ve bunun "cazip bir giriş noktası" oluşturduğunu vurguladı. Bankanın iyimserliğinin arkasında yatan temel faktörler ise şunlar:
Yapay Zeka Uygulamaları: Teknoloji sektöründeki gelişmeler ve yapay zeka entegrasyonunun ekonomik büyümeye katkısı.
Tüketim Önlemleri: Hükümetin iç talebi canlandırmaya yönelik adımları ve tüketim harcamalarındaki potansiyel artış.
Yönetişim Reformları: Şirket yönetiminde ve piyasa düzenlemelerindeki iyileşmelerin yatırımcı güvenini artırması.
JPMorgan'ın bu olumlu revizyonu, MSCI Çin Endeksi'nin içinde bulunduğumuz çeyrekte yüzde 6,2 düşüş kaydetmesinin ardından geldi. Oysa aynı dönemde daha geniş kapsamlı MSCI Asya Pasifik Endeksi yüzde 1,3 değer kazandı. Bankanın stratejistleri, Nisan ayı başında da Çin hisselerini tavsiye etmiş ve o tarihten bu yana MSCI Çin endeksi yaklaşık yüzde 33 yükselerek Asya endeksindeki yüzde 37'lik artışa yakın bir performans sergilemişti. Stratejistlere göre, Çin hisse senedi piyasası 2020 sonlarında başlayan düşüş döngüsünden henüz çıkma aşamasında olduğu için "değerlemeler kabul edilebilir seviyelerde ve pozisyonlar hala hafif."
Gölge Düşüren Riskler: Morgan Stanley ve Vanke Krizi
Ancak Çin piyasalarına yönelik bu iyimser tablo, bazı önemli risklerle ve farklı görüşlerle gölgeleniyor. Morgan Stanley stratejistleri, JPMorgan'ın görüşlerinin aksine, kurumsal kazançlar için belirsiz görünüm ve yüksek değerlemeler nedeniyle Çin hisselerinin gelecek yıl bir düzeltme aşamasına gireceğini öngörüyor.
Piyasalardaki endişeleri artıran en kritik gelişmelerden biri ise gayrimenkul sektöründeki krizin derinleşmesi. Ülkenin önde gelen inşaat şirketlerinden Vanke'nin tahvillerinde yaşanan sert düşüş ve ardından gelen kriz, Pekin yönetiminin en büyük zor durumdaki şirketleri dahi destekleme istekliliği konusunda ciddi soru işaretleri yarattı. Vanke'nin tahvil geri ödemesini erteleme önerisi, zaten kırılgan olan gayrimenkul sektörüne yeni bir darbe vurdu.
"Pekin yönetiminin, zor durumdaki dev şirketleri dahi destekleme konusundaki istekliliğinin sorgulanması, piyasalarda sistemik risk algısını güçlendiriyor."
Konuya yakın kaynaklara göre, Vanke'nin temerrüt endişelerini gidermek için kısa vadeli kredi arayışları, en az iki büyük yerel banka tarafından reddedildi. Şirketin 805 milyon dolar değerindeki iki tahvili geri ödemek için likidite kredisi temin etme çabaları sonuçsuz kaldı. Shenzhen Borsası'nın açıklamasına göre, fiyatlardaki sert düşüş nedeniyle Vanke'nin birçok tahvilinin işlemleri askıya alındı. Bu durum, Çin'in gayrimenkul sektöründeki borç krizinin henüz sona ermediğini ve piyasalar üzerindeki baskının devam ettiğini gösteriyor.
Dunyaekonomi.com Analizi: Çin Piyasalarında İki Yönlü Rüzgar
JPMorgan'ın Çin hisselerine yönelik "ağırlık artır" tavsiyesi, piyasaların uzun vadeli büyüme potansiyeline odaklanma isteğini yansıtıyor olabilir. Özellikle yapay zeka ve tüketim odaklı sektörlerdeki fırsatlar, Çin ekonomisinin dönüşüm potansiyelini işaret ediyor. Ancak Vanke krizi gibi gayrimenkul sektöründeki yapısal sorunlar, bu potansiyelin önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Pekin'in seçici kurtarma operasyonları, piyasada belirsizliği artırarak, hangi şirketlerin destekleneceği konusunda şeffaflık eksikliği yaratıyor.
Küresel yatırımcılar için Çin piyasaları, yüksek risk-yüksek getiri potansiyeli sunan karmaşık bir denklemi temsil ediyor. JPMorgan gibi büyük bankaların iyimserliği, belirli sektörlerdeki cazip değerlemelere ve büyüme hikayelerine dayanırken, Morgan Stanley'nin temkinli duruşu ve gayrimenkul krizinin sistemik etkileri göz ardı edilmemeli. Türkiye ekonomisi açısından ise, Çin'deki ekonomik istikrar ve büyüme, küresel emtia talebi ve ticari ilişkiler üzerinden dolaylı olarak önemini korumaktadır. Bu nedenle, Çin piyasalarındaki gelişmeler, küresel ekonomik görünümün ana belirleyicilerinden biri olmaya devam edecektir.