Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarından biri olan istihdam ve üretim dengesi, yeni bir yasal düzenlemeyle doğrudan destekleniyor. İmalat sanayii sektöründeki istihdamın güçlendirilmesi hedefiyle, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'na eklenen geçici bir madde ile önemli bir adım atıldı. Bu düzenleme, İşsizlik Sigortası Fonu'nun kaynaklarının belirli bir kısmının sanayi destek programlarına aktarılmasının önünü açıyor ve Türkiye'nin üretim odaklı büyüme stratejisine yeni bir boyut kazandırıyor.
Fonun Yeni Misyonu ve Ekonomik Gerekçeler Yeni eklenen Geçici Madde 35 uyarınca, İşsizlik Sigortası Fonu'nun 2025 yılı prim gelirlerinin yüzde 15'ini aşmayacak bir kısmı, imalat sanayii istihdam destek programları için kullanılacak. Bu miktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın merkez muhasebe birimine aktarılacak ve genel bütçeye gelir olarak kaydedilecek. Bu hamle, fonun asli görevi olan işsizlik ödeneği ve işgücü piyasası hizmetlerinin finansmanının ötesinde, doğrudan sektörel istihdam teşvikine yönelmesini işaret ediyor. Ekonomistler, bu kararın ardında yatan temel motivasyonun, Türkiye'nin yüksek katma değerli üretime geçiş ve cari açığı azaltma hedefleri olduğunu belirtiyor. İmalat sanayii, ekonomik büyümenin lokomotifi ve nitelikli istihdamın ana kaynaklarından biri olarak görülüyor. Bu tür doğrudan destekler, özellikle KOBİ'lerin rekabet gücünü artırarak, istihdam yaratma kapasitelerini güçlendirebilir. "İşsizlik Fonu'nun bu şekilde doğrudan üretim ve istihdam teşvikine yönlendirilmesi, kısa vadede sanayiye nefes aldırsa da, fonun uzun vadeli sürdürülebilirliği ve işsizlik sigortası sisteminin temel prensipleri açısından dikkatle izlenmelidir." yorumları yapılıyor.
Uygulama Mekanizması ve Beklentiler Düzenleme kapsamında, bütçeye kaydedilen bu tutarların ilgili idarelerin bütçelerine ödenek olarak eklenmesi konusunda Cumhurbaşkanı yetkili kılındı. Bu durum, desteklerin esnek ve hızlı bir şekilde ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilebilmesi açısından önemli bir mekanizma sunuyor. Destek programları, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile KOSGEB tarafından, 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışan sigortalılar için yürütülecek. Programın uygulama esaslarının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve ilgili Bakanlık tarafından müştereken belirlenecek olması, desteklerin sektörün gerçek ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi potansiyelini taşıyor. Beklentiler, bu desteklerin özellikle teknoloji yoğun ve ihracat odaklı imalat sektörlerinde nitelikli işgücü istihdamını teşvik etmesi yönünde. Potansiyel faydalar şunları içerebilir:
İmalat sanayinde yeni iş pozisyonlarının açılması.
Mevcut istihdamın korunması ve güçlendirilmesi.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) rekabetçiliğinin artırılması.
Nitelikli işgücüne olan talebin karşılanmasına katkı.
Sürdürülebilirlik ve Potansiyel Tartışmalar İşsizlik Sigortası Fonu, kurulduğu 1999 yılından bu yana işsiz kalan sigortalılara gelir desteği sağlamanın yanı sıra aktif işgücü piyasası programlarını finanse eden önemli bir rezerv olarak işlev görmüştür. Fonun kaynaklarının bu şekilde farklı bir amaca yönlendirilmesi, fonun gelecekteki yeterliliği ve sürdürülebilirliği hakkında soruları gündeme getirebilir. Özellikle ekonomik dalgalanma dönemlerinde işsizlik oranlarında yaşanabilecek artışlar karşısında fonun esnekliğini koruması kritik önem taşıyor. Bu düzenleme, bir yandan sanayiye can suyu sağlama potansiyeli taşırken, diğer yandan fonun temel misyonundan sapma ve kaynakların verimli kullanımı konularında kamuoyunda tartışmaları da tetikleyebilir. Şeffaf uygulama esasları ve düzenli denetim mekanizmaları, bu tür endişelerin giderilmesi ve programın başarısı için elzem olacaktır.