Goldman Sachs: Altın Yükselirken Petrol ve LNG'de Düşüş Beklentisi

Küresel finans piyasalarının önde gelen aktörlerinden Goldman Sachs, 2026 yılına yönelik emtia piyasası beklentilerini içeren kapsamlı raporunu yayımladı. Bankanın analizi, önümüzdeki dönemde emtia fiyatlarında belirgin bir ayrışmaya işaret ediyor: Altın, rekor seviyelere doğru yükselişini sürdürürken, enerji piyasalarında arz fazlasının getirdiği baskıyla düşüş beklentisi hakim.Altın: Güvenli Liman Statüsü ve Merkez Bankası Talebiyle Yeni ZirvelerGoldman Sachs analistleri Daan Struyven ve Samantha Dart'ın notlarına göre, sarı metalin yükseliş trendi güçlenerek devam edecek. Özellikle merkez bankalarının portföy çeşitlendirme ve jeopolitik risklere karşı korunma amaçlı güçlü alımları ile özel yatırımcıların artan güvenli liman talebi, altının değerini yukarı taşıyor. Banka, Aralık 2026'ya kadar altının ons başına 4.900 dolara ulaşmasını öngörüyor. Bu beklenti, altının sadece bir enflasyon koruyucusu olmaktan öte, küresel belirsizlikler karşısında stratejik bir varlık haline geldiğini gösteriyor.“Merkez bankalarının güçlü alımları ve özel yatırımcıların portföy çeşitlendirme eğiliminin artmasıyla birlikte altın fiyatının Aralık 2026’ya kadar ons başına 4.900 dolara yükselmesi bekleniyor.”Enerji Piyasaları: Arz Fazlası ve Düşük Fiyat BaskısıPetrol piyasası ise altının aksine, önemli bir arz fazlasıyla karşı karşıya. Goldman Sachs analistleri, günlük yaklaşık 2 milyon varillik küresel arz fazlasının fiyatlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturacağını belirtiyor. Bu durumun etkisiyle, Brent petrolün gelecek yıl ortalama varil başına 56 dolar, ABD ham petrolü West Texas Intermediate (WTI)'ın ise 52 dolar seviyesinde seyretmesi bekleniyor. Banka, büyük çaplı arz kesintileri veya OPEC+'nın üretim kısıntılarına gitmemesi halinde, 2026 yılında daha düşük petrol fiyatlarının piyasanın yeniden dengelenmesi için kaçınılmaz olabileceğine dikkat çekiyor. Bu senaryo, enerji ithalatçısı ülkeler için bir maliyet avantajı yaratırken, petrol üreticisi ülkeler için gelir kaybı anlamına gelebilir.Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) cephesinde de benzer bir düşüş beklentisi var. Tarihteki en büyük LNG arz artışının, Avrupa'da referans fiyat olan TTF gaz fiyatlarını 2027 ortasına kadar yaklaşık yüzde 35 düşürmesi bekleniyor. Bu gelişme, Avrupa'nın enerji güvenliği ve sanayi maliyetleri açısından olumlu bir tablo çizebilir.Endüstriyel Metaller: Çin'in Stratejisi Bakırı Öne ÇıkarıyorDiğer emtialara ilişkin beklentiler de dikkat çekici:Bakır: Çin'in kritik metallerde arz güvenliğini sağlamaya yönelik yurt dışı yatırımlarını artırmasıyla birlikte, bakırın alüminyuma kıyasla daha iyi bir performans sergileyeceği tahmin ediliyor. Bu durum, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji gibi yeşil teknolojilerde bakırın stratejik önemini bir kez daha vurguluyor.Demir Cevheri: Afrika'daki madenler de dahil olmak üzere artan arz nedeniyle demir cevheri fiyatlarının 2026 sonuna kadar ton başına 88 dolara gerileyeceği öngörülüyor. Bu düşüş, çelik üreticileri için maliyet avantajı yaratabilirken, demir cevheri ihracatçısı ülkeler için gelir baskısı oluşturacaktır.Küresel Rekabetin Merkezinde EmtialarGoldman Sachs, raporunda emtiaların genel olarak ABD ile Çin arasındaki jeopolitik güç mücadelesi ile teknoloji ve yapay zekâ alanındaki küresel rekabetin merkezinde kalmaya devam edeceğini vurguluyor. Bu, emtia piyasalarının sadece arz-talep dengesiyle değil, aynı zamanda büyük güçler arasındaki stratejik hamlelerle de şekillendiğinin önemli bir göstergesi. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için bu dinamikler, enerji ve hammadde maliyetleri, dış ticaret dengesi ve sanayi üretimi üzerinde doğrudan etkiler yaratabilir. Özellikle enerji ve metal fiyatlarındaki değişimler, enflasyon ve büyüme hedeflerini doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle, küresel emtia piyasalarındaki bu ayrışma, önümüzdeki yıllarda ekonomik planlamaların ve yatırım stratejilerinin ana eksenini oluşturacak gibi görünüyor.