Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim ayı hayvansal üretim verileri, gıda sektöründe karmaşık ve çelişkili bir tablo ortaya koydu. Temel gıda maddeleri olan süt ve yumurta üretiminde yıllık bazda düşüşler gözlemlenirken, tavuk eti üretimi ve işlenmiş süt ürünlerinde artış eğilimi dikkat çekiyor. Bu veriler, özellikle girdi maliyetlerindeki yükselişler, tüketici harcama alışkanlıklarındaki değişimler ve sektördeki yapısal dönüşümler hakkında önemli ipuçları sunuyor.
Süt ve Süt Ürünlerinde Arz Güvenliği Endişesi Ekim ayında ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,2'lik bir düşüşle dikkat çekti. Yılın ilk on aylık döneminde (Ocak-Ekim) ise geçen yıla göre önemli bir değişiklik olmaması, düşüşün son aylarda ivme kazandığını gösteriyor. Bu durum, çiğ süt fiyatları, yem maliyetleri ve hayvancılık sektöründeki genel karlılık sorunlarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Çiğ süt arzındaki bu daralma, uzun vadede süt ve süt ürünleri fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturma potansiyeli taşıyor. Ancak işlenmiş ürünlerde farklı bir dinamik gözlemleniyor. Ekim ayında inek peyniri üretimi yüzde 0,8, ayran ve kefir üretimi yüzde 8,4, yoğurt üretimi ise yüzde 5,8 arttı. Bu artışlar, tüketicilerin taze süte kıyasla daha uzun ömürlü ve katma değerli ürünlere yöneldiğini veya üreticilerin çiğ sütü daha karlı işlenmiş ürünlere dönüştürmeyi tercih ettiğini düşündürüyor. İçme sütü üretimindeki yüzde 6,4'lük düşüş ve tereyağı üretimindeki yüzde 0,8'lik azalma da bu tezi destekler nitelikte. Ocak-Ekim dönemindeki genel artış eğilimi ise yılın ilk yarısında sektörün daha pozitif bir seyir izlediğini ancak son çeyrekte bazı ürün gruplarında yavaşlama yaşandığını gösteriyor. Özellikle içme sütü üretiminin Eylül ayına göre yüzde 2,1 oranında azalarak 135 bin 746 tona gerilemesi, mevsimsel etkilerin yanı sıra, artan fiyatların tüketici talebini olumsuz etkilediği yorumlarını güçlendiriyor. Süt ve süt ürünleri, enflasyon sepetinde önemli bir yer tuttuğundan, bu veriler genel enflasyon görünümü açısından da yakından takip edilmeli.
Kümes Hayvancılığında Farklılaşan Yönelimler: Yumurta Gerilerken Tavuk Eti Yükseliyor Kümes hayvancılığı sektöründe ise yumurta ve tavuk eti üretimi arasında belirgin bir ayrışma yaşanıyor. Ekim ayında tavuk yumurtası üretimi, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,9 azalarak dikkat çekti. Ocak-Ekim döneminde ise bu düşüş yüzde 8,3'e ulaşarak sektördeki yapısal sorunlara işaret ediyor. Yumurta üretimindeki bu daralma, artan yem maliyetleri, kümes hayvanı hastalıkları veya ihracat pazarlarındaki daralmalar gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Öte yandan, tavuk eti üretimi güçlü bir artış eğilimi sergiledi. Ekim ayında kesilen tavuk sayısı yüzde 8,3, tavuk eti üretimi ise yüzde 8,7 arttı. Yılın ilk on ayında ise tavuk eti üretimi yüzde 12,3'lük kayda değer bir artış gösterdi. Bu durum, hem iç piyasada kırmızı ete alternatif olarak tavuk etine olan talebin arttığını hem de ihracat pazarlarında Türk tavuk etinin rekabet gücünü koruduğunu gösteriyor. Eylül ayına göre Ekim ayında tavuk eti üretiminin yüzde 8,1 artarak 247 bin 392 tona ulaşması da sektördeki bu pozitif ivmeyi pekiştiriyor. Ancak, burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta var: Ekim ayında tavuk yumurtası üretimi yıllık bazda düşerken, bir önceki aya göre (Eylül'den Ekim'e) yüzde 4,5 oranında artarak 1 milyar 808 milyon 918 bin adete yükseldi. Bu, kısa vadeli aylık dalgalanmaların, uzun vadeli yıllık trendlerden farklı seyredebileceğini ve sektörün dinamik yapısını gözler önüne seriyor. Uzmanlar, bu çelişkili tablonun, üreticilerin artan maliyetler karşısında üretim planlamalarını yeniden gözden geçirmesi ve daha karlı gördükleri alanlara yönelmesiyle açıklanabileceğini belirtiyor. Örneğin, yem fiyatlarındaki artışlar yumurta üretiminde karlılığı düşürürken, tavuk eti üretiminde daha esnek bir maliyet yönetimi veya daha yüksek talep, üretimi cazip kılabilir.
Ekonomiye Yansımaları ve Gelecek Beklentileri Genel olarak, Ekim ayı üretim verileri, Türkiye'deki hayvansal gıda sektörünün artan maliyetler ve değişen tüketici tercihleri karşısında bir dönüşüm sürecinde olduğunu gösteriyor. Çiğ süt ve yumurta üretimindeki düşüşler, hem tüketiciler hem de sektör paydaşları için fiyat istikrarı ve arz güvenliği açısından riskler barındırıyor. Diğer yandan, tavuk eti ve işlenmiş süt ürünlerindeki artışlar, sektörün adaptasyon yeteneğini ve farklı ürün gruplarındaki büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde, yem fiyatlarındaki seyrin, enerji maliyetlerinin ve döviz kurunun bu sektörler üzerindeki etkisi yakından izlenmeli. Hükümetin tarım ve hayvancılık destekleme politikaları da, üretimin sürdürülebilirliği ve gıda enflasyonuyla mücadele açısından kritik bir rol oynayacaktır. Bu veriler, Türkiye ekonomisi için gıda enflasyonu riskini canlı tutarken, aynı zamanda sektördeki yatırım ve büyüme alanlarını da işaret ediyor.