ABD Merkez Bankası (Fed) Guvernörü Lisa Cook'un son açıklamaları, küresel finans piyasalarında yeni bir endişe kaynağını gündeme taşıdı: Özel kredi piyasalarının hızla büyümesiyle ortaya çıkan potansiyel sistemik riskler. Cook, Georgetown Üniversitesi'ndeki bir etkinlikte yaptığı konuşmada, kaldıraçlı şirketlerle artan karmaşıklık ve karşılıklı bağlantılar nedeniyle bu piyasada oluşabilecek beklenmedik kayıpların, ABD finans sistemine yayılma potansiyeli taşıdığına dikkat çekti. Bu uyarı, küresel ekonominin yüksek faiz oranları ve enflasyonla mücadele ettiği bir dönemde, finansal istikrarın kırılganlığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Özel Kredi Piyasasının Yükselişi ve Olası Tuzakları Özel kredi piyasası, son yıllarda geleneksel bankacılık sektörünün riskli kredilerden çekilmesi ve yatırımcıların getiri arayışı nedeniyle hızlı bir büyüme kaydetti. Bu piyasa, özellikle orta ölçekli ve kaldıraçlı şirketlere doğrudan borç vererek önemli bir finansman kaynağı haline geldi. Ancak Cook'un vurguladığı gibi, bu büyümenin beraberinde getirdiği karmaşıklık ve şeffaflık eksikliği, potansiyel riskleri de artırıyor. Geleneksel bankacılık denetiminden daha az etkilenen bu alan, adeta bir "gölge bankacılık" sistemi oluşturarak, olası krizlerde domino etkisi yaratma potansiyeli taşıyor.
Kaldıraçlı Şirketler ve Zincirleme Etki Riski Guvernör Cook, konuşmasında özellikle kaldıraçlı şirketlerin finansal sağlığına ve bu şirketlerle özel kredi sağlayıcıları arasındaki karşılıklı bağlantılara odaklandı. Bu tür ilişkilerdeki risk boyutu ve karmaşıklık yeterince şeffaf olmadığında, piyasadaki hızlı büyüme ve bu yapıların tam bir kredi döngüsünden geçmemiş olması, iflas vakalarının artma olasılığını yükseltiyor. Cook'un dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise, son dönemde görülen iflaslarda çalışanlara doğrudan para yerine mal veya hizmet şeklinde yapılan yardım ödemeleriydi. Bu "ayni ödemeler", şirketlerin nakit akışı sorunlarını gizleyebilecek veya borç yapılandırmalarını karmaşıklaştırabilecek bir gösterge olarak değerlendirilebilir.
"Bu tür düzenlemelerdeki risk boyutu ve karmaşıklık şeffaf değilse, sektör hızlı büyüyorsa ve bu yapılar tam bir kredi döngüsünden geçmediyse, haberlerde son zamanlarda gördüğümüz vakaların benzerlerinin ortaya çıkma olasılığı artar."
Tam Kredi Döngüsü Testi ve Şeffaflık İhtiyacı Özel kredi piyasasının önemli bir kısmı, 2008 küresel finans krizinden bu yana oluştu ve henüz tam bir ekonomik daralma ya da yüksek faiz oranları ortamında gerçek bir testten geçmedi. Cook'un bu konudaki uyarısı, piyasanın dayanıklılığına ilişkin ciddi soru işaretleri yaratıyor. Otomotiv sektöründe yaşanan son özel sektör iflasları, bankalar, hedge fonları ve özel finans şirketleri dahil birçok kurumda beklenmedik kayıplara yol açarak bu riskin somut örneklerini sunuyor. Bu durum, finansal kurumların risk yönetiminde ve düzenleyicilerin denetim mekanizmalarında şeffaflığın ve proaktif yaklaşımların ne denli hayati olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Finansal İstikrar İçin Olası Sonuçlar ve Düzenleyici Gözetim Fed'in bu uyarısı, özel kredi piyasasının yakından izlenmesi gerektiğini ve olası bir krizin ABD finans sistemine yayılmasını engellemek için yetkililerin hazırlıklı olması gerektiğini gösteriyor. Bu risklerin yönetilememesi durumunda:
Finansal piyasalarda oynaklık artabilir. Kredi koşulları sıkılaşarak reel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir. Küresel risk iştahı azalabilir ve gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışları yaşanabilir.
Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için bu durum, küresel finansal koşulların daha da zorlaşması ve yatırımcı algısının olumsuz etkilenmesi anlamına gelebilir. Fed'in bu tür uyarıları, sadece ABD ekonomisi için değil, küresel finansal istikrar için de önemli bir gösterge niteliği taşıyor.





