Küresel ekonominin seyrini belirleyen en kritik kurumlardan biri olan ABD Merkez Bankası (Fed), para politikası duruşuna ilişkin iç tartışmalarla gündemde. Fed Guvernörü Christopher Waller'dan gelen sürpriz bir açıklama, bankanın Aralık ayında faiz indirimi yapması gerektiği yönünde güçlü bir çağrı niteliği taşıyor. Waller'ın bu çıkışı, piyasaların ve analistlerin Fed'in gelecek adımlarına yönelik beklentilerini yeniden şekillendiriyor.
Fed'in İkileminde Yeni Bir Perde: İşgücü Piyasası Vurgusu Waller, Fox Business Network'e yaptığı açıklamada, Fed'in 'ikili taahhüdü' (maksimum istihdam ve fiyat istikrarı) açısından asıl endişesinin işgücü piyasası olduğunu net bir şekilde ifade etti. Bu vurgu, Fed'in enflasyonla mücadelede kaydettiği ilerlemenin yanı sıra, istihdam piyasasında görülen soğuma işaretlerine daha fazla ağırlık vermeye başladığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Waller, “İkili taahhüdümüz açısından endişem esas olarak işgücü piyasasıdır. Bu nedenle bir sonraki toplantıda faiz indirimi yapılmasını savunuyorum. Ocak ayına gelindiğinde toplantı bazında bir yaklaşım daha fazla görebilirsiniz” ifadeleriyle, Aralık ayında proaktif bir adım atılması gerektiğini, ancak sonrasında veriye dayalı esnek bir politikanın benimsenebileceğini belirtti.
Bu açıklama, Fed'in geleneksel olarak 'şahin' olarak bilinen üyelerinden birinden gelmesiyle daha da dikkat çekici hale geliyor. Waller'ın bu çağrısı, Fed'in faiz indirim döngüsüne beklenenden daha erken başlayabileceği sinyallerini güçlendiriyor.
Piyasaların Beklentisi ve Fed İçi Ayrışma Waller'ın açıklamaları, finans piyasalarında hemen yankı buldu. Vadeli işlem sözleşmelerine göre, yatırımcılar Fed'in 9-10 Aralık'ta yapılacak politika toplantısında faiz indirimi olasılığını yaklaşık %70 olarak fiyatlıyor. Bu oran, piyasaların Waller'ın çağrısını ciddiye aldığını ve Fed'in bu yönde bir adım atma ihtimalini yüksek gördüğünü gösteriyor. Ancak bu durum, Fed içinde tam bir konsensüs olduğu anlamına gelmiyor. Son toplantı tutanakları, Fed yetkililerinin Eylül ve Ekim aylarında yapılan indirimlerin ardından bir indirim daha yapmanın uygun olup olmadığı konusunda derin bir bölünme yaşadığını ortaya koymuştu. Waller'ın bu açıklaması, bu bölünme içinde faiz indirimi yanlısı kanadın sesini yükselttiğini ve belki de genel eğilimi etkilemeye çalıştığını düşündürüyor.
Waller'ın Stratejisi ve Gelecek Senaryoları Waller'ın bu dönemde faiz indirimi çağrısı yapmasının arkasında birden fazla neden yatıyor olabilir:
Ekonomik Veriler: İşgücü piyasasında gözlemlenen yavaşlama ve enflasyonun hedefe doğru ilerlemesi, erken bir faiz indirimi için zemin hazırlıyor olabilir. Önleyici Tedbir: Ekonomik aktivitede daha ciddi bir yavaşlamanın önüne geçmek için proaktif bir adım atma isteği. Siyasi Konumlanma: Waller'ın, Trump yönetimi tarafından gelecek yıl Jerome Powell'ın yerine Fed başkanlığı için aday olarak değerlendirilmesi, onun bu tür cesur çıkışlar yapmasında bir etken olabilir. Bu durum, Fed'in bağımsızlığı tartışmalarını da beraberinde getirebilir.
Eğer Fed, Aralık ayında faiz indirimi yaparsa, bu küresel piyasalar için önemli sonuçlar doğuracaktır. Doların değer kaybetmesi, tahvil getirilerinin düşmesi ve risk iştahının artması beklenebilir. Ancak, enflasyonun yeniden yükselme riski de göz ardı edilmemelidir.
Türkiye Ekonomisi İçin Olası Yansımalar Fed'in para politikası kararları, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için her zaman büyük önem taşır. Bir faiz indirimi senaryosunun Türkiye ekonomisi üzerindeki potansiyel etkileri şunlar olabilir:
Sermaye Akışları: Fed'in faiz indirmesi, gelişmekte olan piyasalara yönelik sermaye akışlarını artırabilir. Bu durum, Türkiye'nin dış finansman ihtiyacını karşılama ve rezervlerini güçlendirme açısından olumlu bir etki yaratabilir. Dolar/TL Kuru: Doların küresel çapta değer kaybetmesi, Dolar/TL kurunda bir miktar rahatlama sağlayabilir, ancak Türkiye'nin kendi iç dinamikleri bu etkiyi sınırlayabilir. Enflasyon ve Büyüme: Daha uygun küresel finansman koşulları, Türkiye'nin büyüme hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir. Ancak, ithalat maliyetleri ve küresel emtia fiyatları üzerindeki etkileri enflasyonist baskıları yeniden tetikleyebilir.
Sonuç olarak, Fed Guvernörü Waller'ın Aralık ayında faiz indirimi çağrısı, Fed'in para politikası yol haritasında önemli bir dönüm noktası olabilir. Önümüzdeki dönemde açıklanacak ekonomik veriler ve Fed yetkililerinin açıklamaları, bu kritik kararın nihai şeklini belirlemede anahtar rol oynayacaktır. Piyasalar, Fed'in bir sonraki hamlesini büyük bir dikkatle izlemeye devam edecek.





