Fed Başkanlığına Hassett İhtimali: Trump'ın Para Politikasına Etkisi
ABD Merkez Bankası (Fed) başkanlığı için Kevin Hassett'in en güçlü aday olarak öne çıkması, küresel piyasalarda dikkatleri üzerine çekiyor. Başkan Donald Trump'ın faiz indirimlerini önceleyen yaklaşımına yakınlığıyla bilinen Hassett'in atanması, Fed'in bağımsızlığına dair tartışmaları yeniden alevlendirebilir. Bu potansiyel atama, ABD para politikasının geleceği ve dolayısıyla dünya ekonomisi üzerinde önemli sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyor.
Ahmet Yıldız
•
ABD Merkez Bankası (Fed) başkanlığı koltuğu için geri sayım sürerken, Beyaz Saray koridorlarından sızan bilgiler, ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett'i en güçlü aday olarak işaret ediyor. Başkan Donald Trump'ın danışmanları ve müttefikleri tarafından öne çıkarılan Hassett'in, Trump'ın para politikasına yönelik beklentileriyle uyumlu bir profil çizdiği belirtiliyor. Bu durum, Fed'in gelecekteki duruşu ve küresel finans piyasaları için kritik bir dönüm noktasının sinyallerini veriyor.
Trump'ın Fed'e Bakışı ve Hassett'in Rolü
Trump yönetimi, geçmişte Fed'in faiz artırımı politikalarını sıkça eleştirmiş, merkez bankasının daha gevşek bir para politikası izlemesi yönünde açıkça çağrılarda bulunmuştu. Kaynaklar, Başkan Trump'ın, iyi tanıdığı ve güvendiği bir müttefikini bağımsız merkez bankasının başına getirme eğiliminde olduğunu aktarıyor. Bu bağlamda Kevin Hassett, Trump'ın uzun süredir etkilemek istediği Fed'de, başkanın faiz indirimlerini önceleyen yaklaşımını uygulayacak isim olarak görülüyor. Bu tercih, Fed'in geleneksel bağımsızlık ilkesi üzerinde yeni bir tartışma dalgası yaratabilir.
Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt'in daha önceki açıklaması, bu belirsizliği açıkça ortaya koyuyor: "Trump'ın ne yapacağını kimse bilmiyor. Bekleyip görelim." Bu ifade, son ana kadar her şeyin değişebileceği ihtimalini güçlü tutuyor.
Olası Politikalar ve Piyasalar Üzerindeki Etkileri
Eğer Kevin Hassett Fed başkanı olarak atanırsa, ABD para politikasında daha güvercin bir duruşun benimsenmesi beklenebilir. Bu durum, potansiyel olarak daha düşük faiz oranları ve ekonomiyi destekleyici adımlar anlamına gelebilir. Böyle bir senaryo;
Doların Değeri: Faiz indirimleri beklentisi, ABD Doları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturabilir.
Enflasyon: Gevşek para politikaları, enflasyonist baskıları artırma riski taşıyabilir.
Küresel Piyasalar: Gelişmekte olan piyasalar, daha düşük ABD faiz oranlarından faydalanarak sermaye akışlarında artış yaşayabilir. Ancak bu durum, küresel risk iştahına ve diğer makroekonomik faktörlere de bağlı olacaktır.
Türkiye Ekonomisi: ABD'den gelecek olası bir faiz indirimi sinyali, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin dış finansman koşullarını bir miktar rahatlatabilir ve yerel piyasalarda olumlu bir hava yaratabilir.
Fed Bağımsızlığı Tartışmaları Yeniden Alevleniyor
Merkez bankalarının siyasi etkiden uzak, bağımsız kararlar alması, modern ekonomilerin temel direklerinden biridir. Trump'ın, kendi politikalarına yakın bir ismi Fed'in başına getirme çabası, bu bağımsızlık ilkesine yönelik endişeleri artırıyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent'in, yeni Fed başkanının Noel öncesinde duyurulma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmesi, sürecin hızlandığını gösteriyor. Ancak piyasalar, sadece isme değil, aynı zamanda bu ismin Fed'in gelecekteki kararlarını ne ölçüde etkileyeceğine odaklanmış durumda.
Sonuç olarak, Kevin Hassett'in potansiyel Fed başkanlığı, sadece bir atama olmaktan öte, ABD'nin ve dolayısıyla küresel ekonominin para politikası yönelimini derinden etkileyebilecek stratejik bir hamle olarak değerlendirilmelidir. Piyasa aktörleri ve ekonomi yönetimleri, Trump'ın nihai kararını ve bu kararın uzun vadeli yansımalarını yakından takip edecektir.