Finans dünyasının en etkili isimlerinden biri olan Ray Dalio, modern piyasa mekanizmalarındaki dönüşümü mercek altına aldı. Dalio’ya göre 2008 finansal krizinden pandemiye, popülizmin yükselişinden yapay zeka devrimine kadar yaşanan her sarsıntı, küresel ekonomik mimariyi kökten değiştirdi.
'e verdiği söyleşide 2008 küresel finans krizinin bir dönüm noktası olduğunu belirten Dalio, faizlerin 1933’ten sonra ilk kez sıfıra inmesiyle başlayan "parasal genişleme" sürecine dikkat çekti. Dalio, bu dönemin merkez bankalarına büyük bütçe açıklarını paraya çevirme (monetizasyon) kabiliyeti kazandırdığını, ancak bu durumun aynı zamanda derin bir servet eşitsizliğini de beraberinde getirdiğini ifade etti.
2016 yılında Donald Trump’ın seçilmesiyle hız kazanan popülist hareketlerin, ABD-Çin ilişkilerinde kalıcı bir hasar bıraktığı vurgulanan analizde, küreselleşmenin yerini milliyetçi ekonomi politikalarına bıraktığı belirtiliyor. Dalio, bu "büyük güç çatışmasının" ticaret rotalarını ve ülkelerin stratejik önceliklerini yeniden belirlediğini savunuyor.
Dalio, piyasa yapısındaki en radikal değişimlerden birinin bireysel yatırımcı etkisi olduğunu ifade ediyor. 2025 yılı verileri ışığında, ABD hisse senedi piyasalarındaki ana hareketlerin artık kurumsal fonlardan ziyade bireysel yatırımcılar tarafından yönlendirildiğini belirten ünlü yatırımcı, bu durumu yerleşik finansal düzene karşı bir tür "başkaldırı" olarak nitelendiriyor.
Yeni dünya düzeninde devletlerin rolünün değiştiğini savunan Dalio, ülkelerin artık piyasada sadece denetleyici değil, aktif birer yatırımcı ve yönlendirici olduğunu belirtti. Özellikle yapay zeka ve kuantum bilgisayar gibi kritik teknolojilerde; sanayi politikalarının devlet eliyle yürütülmesi, altyapı ve enerji yatırımlarının bizzat yönlendirilmesi, yönlendirilmiş bir ekonomiye geçişin zorunluluğu ön plana çıkıyor.