Burdur Gölü Kuraklığına Karşı Ekonomik Hamle: 5.8 Milyar TL'lik Plan
Türkiye'nin yedinci büyük gölü Burdur Gölü, iklim değişikliği ve aşırı su tüketimi nedeniyle yılda 66 milyon metreküp su açığıyla karşı karşıya. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu kritik duruma çözüm olarak 5.8 milyar TL'lik bir eylem planı açıkladı. Plan, gölü hayatta tutmayı ve bölgenin tarımsal ekonomisi ile biyolojik çeşitliliğini korumayı hedefliyor.
Ayşe Yılmaz
•
Türkiye'nin önemli doğal miraslarından ve biyolojik çeşitlilik açısından kritik bir merkez olan Burdur Gölü, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri ve havzadaki su kullanım alışkanlıkları nedeniyle alarm veriyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın açıklamalarına göre, göl her yıl ortalama 66 milyon metreküp su kaybederek ekolojik ve ekonomik sürdürülebilirliği tehdit eden ciddi bir açığa ulaştı. Bu durum, sadece çevresel bir felaket riskini değil, aynı zamanda bölge ekonomisi ve tarımsal üretim üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri de beraberinde getiriyor.
Burdur Gölü'nün Stratejik Önemi ve Tehlike Çanları
Burdur Gölü, hem uluslararası Ramsar Alanı statüsüyle hem de ulusal ölçekte birinci derece doğal sit alanı olmasıyla eşsiz bir ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Özellikle nesli tehlike altında olan dik kuyrukların kışlama alanı ve endemik Burdur dişli sazancığının yuvası olması, gölün biyolojik değerini artırıyor. Ancak kapalı bir havza yapısına sahip olması ve yoğun buharlaşma, iklim değişikliğiyle birleştiğinde gölü kırılgan hale getiriyor.
Bakan Yumaklı'nın paylaştığı veriler, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor:
Son 10 yılın 8'inde havzadaki yağış ortalaması (484 mm) altında kalındı; bu yılın ilk 11 ayında ise bu rakam 304 mm'ye düştü.
1980-2000 ortalama sıcaklığı 12,4 derece iken, bu yıl 14,2 dereceye yükseldi.
1970'ten bu yana su seviyesi 21 metre azalarak 857 metreden 836 metreye indi.
Gölün yüzölçümü 250 kilometrekareden 115 kilometrekareye düşerek yarıdan fazla küçüldü.
Yıllık 179 milyon metreküp su kaybının yüzde 78'i buharlaşmadan kaynaklanıyor.
Bu rakamlar, Türkiye'nin küresel iklim değişikliğinin etkilerini derinden hissettiğinin ve su kaynaklarının hızla azaldığının somut bir kanıtıdır. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarının rekor sıcaklık ve düşük yağışlarla geçmesi, bu tehdidi daha da büyütüyor.
Kuraklığın Ekonomik ve Sosyal Yansımaları
Burdur Gölü havzasındaki su açığı, sadece ekolojik bir sorun olmanın ötesinde, bölgenin tarımsal ekonomisi ve sosyal yaşamı için de ciddi riskler taşıyor. Tarım, bölgenin temel geçim kaynaklarından biri olduğundan, su kıtlığı tarımsal verimliliği doğrudan etkilemekte, ürün desenlerini değiştirmekte ve çiftçilerin gelirlerini tehdit etmektedir. Azalan su seviyesi, göl çevresinde tozumanın artmasına neden olarak halk sağlığını olumsuz etkilemekte ve yerel turizm potansiyelini de azaltmaktadır.
Kapsamlı Eylem Planı: Hedefler ve Yatırımlar
Bakan Yumaklı, Burdur Gölü Eylem Planı'nın temel amacının, su açığını kademeli olarak azaltarak gölü hayatta tutmak ve gelecek nesillere aktarmak olduğunu vurguladı. Bu kapsamda, önümüzdeki 5 yılda 5,8 milyar liralık devasa bir yatırım yapılacak ve yıllık 50 milyon metreküp suyun göl havzasına kazandırılması hedefleniyor. Plan, 8 ana eylem ve 35 alt tedbirden oluşuyor ve 3 ana başlık altında toplanıyor:
Havzada Ekosistem Temelli Entegre Su Yönetimi:
Tarımsal Su Kullanım Yönetimi
İlave ve Alternatif Su Kaynaklarına Yönelik Çalışmalar
Su Kullanımlarının Kontrolü, İzleme ve Denetimi
Su Kalitesine Yönelik Çalışmalar
Suyun Etkin ve Verimli Kullanılması:
Sulama Tesislerinin Yenilenmesi
Bazı Proje Yatırımlarının Ertelenmesi
Su Verimliliği Çalışmaları
Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları
Doğal Kaynakların Korunması:
Doğa temelli yaklaşımlarla halk sağlığını olumsuz etkileyen tozumanın azaltılması çalışmaları.
Sürdürülebilir Su Yönetimi ve Gelecek Vizyonu
Eylem planı kapsamında öne çıkan somut adımlar arasında, Isparta atık su arıtma tesisi çıkış suyunun ileri arıtılarak göle beslenmesiyle 8,5 milyon metreküp su kazanımı ve içme-kullanma suyu şebekelerindeki kayıpların yüzde 50 oranında düşürülmesiyle yıllık 3,4 milyon metreküp su tasarrufu sağlanması yer alıyor. Bakan Yumaklı, bölgedeki çiftçilerin basınçlı sulama yöntemlerini yaygın olarak kullanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, tarla içi modern sulama sistemlerinin kullanımının daha da artırılmasının zaruri hale geldiğini vurguladı. Bu çağrı, sadece Burdur için değil, tüm Türkiye için su verimliliğinin kritik önemini ortaya koyuyor.
"Bugün burada, yalnızca bir gölü değil; ekosistemimizi, geleceğimizi, üretim gücümüzü değerlendiriyoruz. Suyun stratejik önemini, birleştirici gücünü konuşuyoruz."
Bu kapsamlı eylem planı, suyun stratejik önemini bir kez daha gündeme getirirken, üreticilerden sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm paydaşların ortak iradesiyle suyla gelen bereketi, kültürü ve ekosistemi koruma çabasını simgeliyor. Burdur Gölü'nün kurtarılması, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığının ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme vizyonunun önemli bir göstergesi olacak.