Belem 4X: Sürdürülebilir Yakıtta Dört Kat Artışın Ekonomik Yansımaları
Ekonomi

Belem 4X: Sürdürülebilir Yakıtta Dört Kat Artışın Ekonomik Yansımaları

Küresel iklim hedeflerine ulaşmada kritik bir adım olarak duyurulan Belem 4X İnisiyatifi, sürdürülebilir yakıt kullanımını 2035'e kadar dört katına çıkarmayı hedefliyor. Bu iddialı taahhüt, enerji ve ulaşım sektörlerinde köklü bir dönüşüm vadediyor. Türkiye için de önemli ekonomik fırsatlar barındıran bu süreç, yeşil hidrojen gibi alternatiflerin önünü açarak fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmayı ve yeni yatırım alanları yaratmayı amaçlıyor.

Sıvı biyoyakıtlar, biyogaz, sentetik yakıtlar ve hidrojen ile türevlerinin kullanımını artırmayı hedefleyen Belem 4X İnisiyatifi, 14 Ekim'de COP30 başlamadan önce düzenlenen ve COP30'a hazırlık niteliği taşıyan bakanlar düzeyindeki ön toplantıda duyuruldu.

COP30'da ise hükümetler, şirketler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla, Belem 4X İnisiyatifinin uygulanmasını ilerletmek amacıyla üst düzey toplantı düzenlendi.

Belem 4X İnisiyatifi, iklim değişikliğiyle mücadelede fosil yakıtlara bağımlılığı azaltıp sürdürülebilir enerji kullanımını artırmayı hedefleyen bir taahhüt olarak duyuruldu.

Böylece ulaşım ve enerji sektörlerinde karbon emisyonları düşürülerek küresel sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlanacak.

Ayrıca söz konusu adımla, ülkeler ve özel sektör arasında işbirliği teşvik edilerek, sürdürülebilir yakıt altyapısının geliştirilmesi ve yeşil enerjiye geçişin hızlanması destekleniyor. Bu anlamda Belem 4X, iklim hedeflerine ulaşmada somut bir stratejik araç olarak konumlandırılıyor.

Belem 4X, 2035'e kadar sürdürülebilir yakıtların üretimini ve kullanımını 2024 seviyesinin en az 4 katına çıkarma taahhüdünü içeriyor.

Belem 4X İnisiyatifi ile sürdürülebilir yakıtların ölçek ekonomisiyle rekabetçi fiyatlarla üretilmesi hedefleniyor, böylece fosil yakıtların yerini alabilmeleri amaçlanıyor.

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) Başkan Yardımcısı Murat Aşçı, Türkiye'deki sürdürülebilir yakıt çalışmalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu yakıtların, fosil kaynaklara olan bağımlılığı azaltarak çevresel etkileri minimize etme hedefiyle geliştirildiğini ve enerji sektöründe devrim yarattığını söyledi.

Biyoyakıtlar, hidrojen ve sentetik yakıtlar gibi alternatiflerin, karbon emisyonunu düşürürken ulaşım ve sanayi alanlarında temiz enerji kullanımını mümkün kıldığına işaret eden Aşçı, "Bu yakıtların yaygınlaştırılması hem iklim hedeflerine ulaşmada hem de ekonomik fırsatlar yaratmada kritik rol oynayacaktır. Özellikle havacılık ve deniz taşımacılığı gibi yüksek karbon emisyonlu sektörlerde sürdürülebilir yakıtların kullanımı, karbon nötrlüğü hedefleri için giderek daha önemli hale geliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Aşçı, dernek olarak Aliağa'dan Kocaeli'ye 500 kilometre uzunluğunda yeşil hidrojen boru hattı önerisini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına sunduklarını anımsatarak, "Türkiye, özellikle enerji, gıda, taşımacılık sektörlerinde net-sıfır hedeflerini önceleyen bir yaklaşım üzerinde çalışıyor. Bunların hepsi birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak değerlendirilmeli. Hidrojen de bu vizyon içerisinde yeri doldurulamaz bir öneme sahip" dedi.

Bu makaleyi paylaş

Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!

İlgili Haberler