Türkiye ekonomisi için her yıl büyük bir merakla beklenen ve milyonlarca çalışanın yaşam standardını doğrudan etkileyen asgari ücret belirleme süreci resmen başlıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan yapılan duyuruya göre, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücreti tespit etmek üzere görevlendirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını 12 Aralık 2025 Cuma günü saat 14.00'te Bakanlık binasında gerçekleştirecek. Bu toplantı, işçi sendikaları, işveren temsilcileri ve hükümet yetkililerini bir araya getirerek, önümüzdeki yılın ekonomik koşulları, enflasyon beklentileri ve işgücü piyasasının genel durumu ışığında yeni asgari ücreti şekillendirecek müzakerelerin başlangıcı olacak.
Milyonların Gözü Komisyonda: Sosyal Diyalog Vurgusu Komisyonun toplanma tarihi, özellikle son dönemde artan hayat pahalılığı ve enflasyonist baskılar altında, çalışanların alım gücünü koruma beklentilerini daha da yükseltiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, son Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda, sürece dair önemli bir mesaj vermişti:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu sosyal diyaloğun en önemli mekanizmalarından bir tanesi. Biz masada üç kesimi de görmek istiyoruz."
Bakan Işıkhan'ın bu ifadesi, müzakerelerin sadece ekonomik verilerle değil, aynı zamanda toplumsal uzlaşı ve adalet ilkeleri çerçevesinde yürütüleceğinin altını çiziyor. Komisyon, işçi kesiminin enflasyon karşısında eriyen ücretlerinin telafisi yönündeki talepleri ile işveren kesiminin artan maliyetler ve rekabet gücü endişeleri arasında hassas bir denge kurmak zorunda kalacak.
Ekonomik Etkileri ve Beklentiler Asgari ücrette yapılacak artış, sadece milyonlarca çalışanın değil, aynı zamanda tüm ekonominin dinamiklerini etkileyecek kritik bir karar. Yeni asgari ücretin belirlenmesi;
Tüketici Harcamaları: Artan ücretler, hane halkının tüketim gücünü artırarak iç talebi canlandırabilir. Enflasyon: Ücret artışlarının maliyetlere yansıması, enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturma potansiyeli taşır. İşletme Maliyetleri: İşverenler için işgücü maliyetlerinde yaşanacak artış, üretim ve hizmet sektörlerindeki fiyatlandırma politikalarını doğrudan etkileyecektir. İstihdam: Aşırı yüksek bir artış, bazı sektörlerde istihdam kayıplarına yol açabilirken, yeterli olmayan bir artış işgücü piyasasında motivasyon düşüklüğüne neden olabilir.
Piyasalar ve ekonomistler, komisyonun enflasyonla mücadele hedefleriyle uyumlu, ancak çalışanların refahını da gözeten dengeli bir karar almasını bekliyor. Komisyonun sonraki toplantılarında sunulacak veriler ve tarafların talepleri, 2026 yılı Türkiye ekonomisinin yönünü belirlemede önemli bir rol oynayacak.





