Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya, Temmuz ayında iş dünyası güveninde hafif bir artış yaşasa da, bu iyimserlik geleceğe yönelik karamsar beklentilerin gölgesinde kaldı. Ifo İş Dünyası Güven Endeksi, 88,6 puana yükselerek piyasalara cılız bir umut ışığı yakarken, beklenti endeksinin 90,7 seviyesinde sabit kalması, şirketlerin temkinli duruşunu koruduğunu ve ufukta belirgin bir iyileşme görmediğini ortaya koydu.
Bu veriler, Alman ekonomisinin resesyonun kıyısından dönse de, kalıcı bir büyüme patikasına girmekte zorlandığının en net göstergesi. Şirketler mevcut faaliyetlerinden bir nebze memnun olsalar da, yatırım ve istihdam kararlarını etkileyen gelecek beklentilerindeki durağanlık, ekonominin potansiyelinin altında performans göstermeye devam edeceğine işaret ediyor.
Rakamların Ardındaki İkilem: Mevcut Durum ve Gelecek Kaygısı Ifo Enstitüsü'nün açıkladığı rakamlar arasındaki makas, Alman sanayicisinin içinde bulunduğu durumu özetliyor. Mevcut durum endeksindeki artış, kısa vadeli siparişlerdeki toparlanmadan kaynaklanıyor olabilir. Ancak gelecek beklentilerinin yerinde sayması, daha derin ve yapısal sorunların habercisi:
Enerji Maliyetleri: Yüksek enerji fiyatları, sanayi üretiminde rekabetçiliği baskılamaya devam ediyor. Küresel Talep: Çin gibi önemli pazarlardaki yavaşlama, Alman ihracatını olumsuz etkiliyor. Politik Belirsizlik: Başbakan Merz'in ekonomi politikalarına yönelik atıflar, aslında iş dünyasının mevcut hükümetin adımlarını yetersiz bulduğunu ve daha radikal reformlar beklediğini gösteriyor.
Gözler Transatlantik Ticaret Anlaşmasında Haberde öne çıkan 'ABD ile anlaşma' beklentisi, Alman ekonomisinin ihracata olan bağımlılığını ve jeopolitik risklere karşı hassasiyetini vurguluyor. Olası bir transatlantik ticaret anlaşması, gümrük vergilerini düşürerek Alman otomotiv ve makine sektörlerine nefes aldırabilir. Ancak ABD'deki siyasi konjonktür, bu anlaşmanın geleceğini belirsiz kılıyor. Bu beklenti, aynı zamanda bir B planı arayışının da bir yansıması olarak okunabilir.
Ifo Başkanı Clemens Fuest'in de ifade ettiği gibi, "Alman ekonomisindeki toparlanma hâlâ yavaş ilerliyor." Fuest, duyarlılığın bir miktar iyileştiğini ve bazı enstitülerin tahminlerini yukarı çektiğini belirtse de, Ifo'nun 2025 yılı için öngördüğü %0,3'lük büyüme, aslında bir durgunluk senaryosuna işaret ediyor.
Türkiye Ekonomisi İçin Anlamı Ne? Almanya, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı konumunda. Dolayısıyla Alman ekonomisindeki her yavaşlama, Türkiye'yi doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Beklentilerin düşük seyretmesi, Alman şirketlerinin Türkiye'den yapacağı ithalat talebinin zayıf kalabileceği anlamına geliyor. Özellikle otomotiv yan sanayi, tekstil ve makine sektörlerindeki Türk ihracatçılar için önümüzdeki dönemde talep koşulları zorlu olabilir. Almanya'daki bu kırılgan tablo, Türk firmalarının pazar çeşitlendirmesi stratejilerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.