ABD ekonomisinin lokomotifi konumundaki teknoloji ve inovasyon sektörleri için hayati önem taşıyan H-1B vizesi programına yönelik alınan radikal bir karar, ülkenin en büyük işveren temsilcisi olan ABD Ticaret Odası'nı harekete geçirdi. Oda, eski Başkan Donald Trump yönetimi tarafından imzalanan ve yüksek vasıflı işçilerin ülkeye girişini sağlayan H-1B vize başvuru ücretini 100 bin dolara çıkaran kararnameye karşı yasal yollara başvurdu.Başkent Washington Bölge Mahkemesi'nde açılan dava, söz konusu ücret artışının yasa dışı olduğunu ve H-1B programını düzenleyen Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası hükümlerini ihlal ettiğini savunuyor. Ticaret Odası'na göre, vize ücretleri yalnızca hükümetin işlem maliyetlerini karşılamalıdır; bu denli yüksek bir artış, yasanın temel ruhuna aykırıdır.Politik Kararın Arka Planı ve Hukuki TemellerTrump yönetimi, 'Önce Amerika' politikaları çerçevesinde, Amerikan işçilerini koruma ve yerel istihdamı artırma gerekçesiyle göçmenlik politikalarında sıkılaştırmaya gitmişti. H-1B vizesi ücretlerindeki 100 bin dolarlık artış da bu politikanın bir uzantısı olarak değerlendiriliyor. Ancak ABD Ticaret Odası, bu kararın hukuki dayanaklarını sorguluyor.ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Baş Politika Sorumlusu Neil Bradley, yaptığı açıklamada, "Yeni 100 bin dolarlık vize ücreti, ABD'li işverenler, özellikle de start-up'lar ve küçük ve orta ölçekli işletmeler için Kongre'nin tüm büyüklükteki Amerikan işletmelerinin ABD'deki faaliyetlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları küresel yeteneklere erişebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturduğu H-1B programını kullanmayı maliyet açısından imkansız hale getirecektir." ifadelerini kullandı.Bu açıklama, davanın sadece hukuki bir itirazdan öte, ABD'li şirketlerin rekabet gücünü ve inovasyon kapasitesini koruma çabasının bir parçası olduğunu gösteriyor.ABD Ekonomisi ve Yetenek Göçü İlişkisiH-1B vizesi, özellikle teknoloji, mühendislik, tıp ve bilim gibi alanlarda yüksek vasıflı yabancı uzmanların ABD'de çalışmasına olanak tanıyor. Bu program, Silikon Vadisi başta olmak üzere birçok inovasyon merkezinin küresel yetenek havuzundan faydalanmasını sağlayarak ABD'nin teknolojik üstünlüğünü sürdürmesinde kritik bir rol oynuyor. Ücretin 100 bin dolara çıkarılması, özellikle finansal gücü daha sınırlı olan start-up'lar ve küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için bu yeteneklere erişimi neredeyse imkansız hale getirebilir.İnovasyon Kaybı: Yüksek vasıflı göçün kısıtlanması, yeni fikirlerin ve teknolojilerin gelişimini yavaşlatabilir.Rekabet Gücü Erozyonu: ABD şirketleri, küresel rakiplerine karşı yetenek çekme konusunda dezavantajlı duruma düşebilir.Ekonomik Büyüme Engeli: KOBİ'lerin büyümesi ve yeni iş alanları yaratması zorlaşabilir, bu da genel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.Küresel Rekabette ABD'nin KonumuABD'nin yüksek vasıflı göçmenlere yönelik politikaları, sadece kendi iç pazarını değil, küresel yetenek savaşını da etkiliyor. Kanada, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler, ABD'nin göç politikalarını sıkılaştırdığı dönemlerde nitelikli işgücünü çekmek için daha cazip programlar sunarak bu durumdan faydalanmaya çalışıyor. H-1B vizesi ücretindeki bu artışın kalıcı olması durumunda, ABD'nin 'beyin göçü'nde kaybeden taraf olma riski artacaktır.Davanın sonucu, ABD'nin gelecekteki göçmenlik politikaları, teknoloji sektörünün büyüme potansiyeli ve küresel inovasyon haritası üzerinde belirleyici bir etki yaratabilir. Mahkemenin, vize ücretlerinin sadece işlem maliyetlerini karşılaması gerektiği ilkesini mi, yoksa hükümetin daha geniş politik hedeflerini mi ön planda tutacağı merakla bekleniyor.
Ekonomi
ABD'de H-1B Vize Ücreti Davası: Yetenek Göçü ve Ekonomi Üzerine Etkileri
ABD Ticaret Odası'nın, H-1B vize başvuru ücretini 100 bin dolara çıkaran Trump yönetimine karşı açtığı dava, yüksek vasıflı göçün geleceğini ve ABD'nin küresel rekabetteki konumunu tartışmaya açtı. Bu hukuki mücadele, özellikle teknoloji ve inovasyon sektörlerindeki ABD'li işverenlerin kritik küresel yeteneklere erişimini kısıtlama potansiyeli taşıyor. Dava, vize ücretlerinin sadece işlem maliyetlerini karşılaması gerektiği ilkesine vurgu yaparak, ABD ekonomisinin rekabetçiliği ve büyüme dinamikleri üzerinde önemli sonuçlar doğurabilir.
Selin Öztürk
•
Bu makaleyi paylaş
Instagram:Bu bağlantıyı kopyalayıp Instagram hikayenizde paylaşabilirsiniz!